- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,672
- Tepkime puanı
- 24,714
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
İstanbul’a yönelik “terör saldırısı” ihtimali bahanesiyle konsolosluklarını kapatan ülke sayısı giderek artıyor. Peki, bunun sebebi ne?
Paludan isimli ırkçının Müslümanların değerlerine yönelik saldırısı sonrasında bütün dünya yine Batı’nın ikiyüzlülüğü ile karşı karşıya kaldı. İsveç hadisenin en başında gösterdiği “ifade özgürlüğü” yaklaşımıyla İslam düşmanlarını iyice gaza getirdi.
İsveç’teki saldırının ardından Hollanda da benzer rezilliklere sahne oldu. Paludan’ın İslam düşmanlığı Türkiye’yi de hedef alan bir ırkçılık da taşıyordu. Müslümanların ortaya koydukları tepkiler sonrasında Batı’nın tavrı değişiklik göstermeye başladı.
Bu noktada bile ikircikli bir tutumla karşı karşıya kaldık. İfade özgürlüğünün önemini vurgulayan ancak inanca saygı çağrısı yapan söylem tarzı kesin bir şekilde ırkçılığı ve İslam düşmanlığını aşağılayıp reddetmedi.
Şimdiyse Batılı ülkelerin yeni bir hamlesine şahit oluyoruz. Almanya, Fransa, ABD, Hollanda, İngiltere, Kanada ve İsviçre'nin aralarında bulunduğu bazı ülkeler İstanbul’daki başkonsolosluklarını ‘olası terör saldırısı’ tehlikesiyle ikinci bir duyuruya kadar kapattılar.
Öne sürülen “terör saldırısı” ihtimaliyse Interpol’ün bir raporuna dayanıyor. Ancak Interpol’ün bu tarz raporları sık geçtiği bilinen bir durum. İlk defa böyle bir rapora bu şekilde koordineli bir şekilde tepki veriliyor. Bu durum da söz konusu adımı atan ülkelerin samimiyetini sorgulatıyor. Konsolosluk kapatma ile asıl amacın Türkiye’yi ‘güvensiz ve IŞİD eylemine sahne olacak bir ülke’ gibi göstermek olduğu ileri sürüldü.
Bu noktada IŞİD’in Türkiye’ye yönelik bir eylem çağrısı yapmadığını da ifade etmek gerekiyor. Tüm bunlar bir yana Kur’an-ı Kerim’e yönelik saygısızlığa izin verenlerin ufacık bir “iddia” üzerinde koparttıkları kıyamet korkaklıklarının göstergesi olarak tarihe geçti bile.
Charlie Hebdo isimli paçavraya yönelik gerçekleştirilen operasyonun ardından İslam düşmanları Müslümanların bu konudaki hassasiyeti daha iyi anlamışa benziyor. Düşmanlık eden misliyle karşılık bulacaktır. İnancın gereği olan hassasiyetlerin dışında akıl ve mantık da saygı sınırlarını çiğneyenlere nasıl muamelede bulunulması gerektiği konusunda müşterektir.
Her türlü ahlaksızlığı yapanlar korkaklıktan ne yapacaklarını bilmiyorlar. Şımarık bir çocuk gibi üste çıkmak için uğraşıyorlar. Ne kadar acınası bir durumda olduklarınınsa farkında bile değiller!
Kaynak : Haksöz Haber
Paludan isimli ırkçının Müslümanların değerlerine yönelik saldırısı sonrasında bütün dünya yine Batı’nın ikiyüzlülüğü ile karşı karşıya kaldı. İsveç hadisenin en başında gösterdiği “ifade özgürlüğü” yaklaşımıyla İslam düşmanlarını iyice gaza getirdi.
İsveç’teki saldırının ardından Hollanda da benzer rezilliklere sahne oldu. Paludan’ın İslam düşmanlığı Türkiye’yi de hedef alan bir ırkçılık da taşıyordu. Müslümanların ortaya koydukları tepkiler sonrasında Batı’nın tavrı değişiklik göstermeye başladı.
Bu noktada bile ikircikli bir tutumla karşı karşıya kaldık. İfade özgürlüğünün önemini vurgulayan ancak inanca saygı çağrısı yapan söylem tarzı kesin bir şekilde ırkçılığı ve İslam düşmanlığını aşağılayıp reddetmedi.
Şimdiyse Batılı ülkelerin yeni bir hamlesine şahit oluyoruz. Almanya, Fransa, ABD, Hollanda, İngiltere, Kanada ve İsviçre'nin aralarında bulunduğu bazı ülkeler İstanbul’daki başkonsolosluklarını ‘olası terör saldırısı’ tehlikesiyle ikinci bir duyuruya kadar kapattılar.
Öne sürülen “terör saldırısı” ihtimaliyse Interpol’ün bir raporuna dayanıyor. Ancak Interpol’ün bu tarz raporları sık geçtiği bilinen bir durum. İlk defa böyle bir rapora bu şekilde koordineli bir şekilde tepki veriliyor. Bu durum da söz konusu adımı atan ülkelerin samimiyetini sorgulatıyor. Konsolosluk kapatma ile asıl amacın Türkiye’yi ‘güvensiz ve IŞİD eylemine sahne olacak bir ülke’ gibi göstermek olduğu ileri sürüldü.
Bu noktada IŞİD’in Türkiye’ye yönelik bir eylem çağrısı yapmadığını da ifade etmek gerekiyor. Tüm bunlar bir yana Kur’an-ı Kerim’e yönelik saygısızlığa izin verenlerin ufacık bir “iddia” üzerinde koparttıkları kıyamet korkaklıklarının göstergesi olarak tarihe geçti bile.
Charlie Hebdo isimli paçavraya yönelik gerçekleştirilen operasyonun ardından İslam düşmanları Müslümanların bu konudaki hassasiyeti daha iyi anlamışa benziyor. Düşmanlık eden misliyle karşılık bulacaktır. İnancın gereği olan hassasiyetlerin dışında akıl ve mantık da saygı sınırlarını çiğneyenlere nasıl muamelede bulunulması gerektiği konusunda müşterektir.
Her türlü ahlaksızlığı yapanlar korkaklıktan ne yapacaklarını bilmiyorlar. Şımarık bir çocuk gibi üste çıkmak için uğraşıyorlar. Ne kadar acınası bir durumda olduklarınınsa farkında bile değiller!
Kaynak : Haksöz Haber