Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

İktibas Batı düşüncesi bugün "kadın nedir?" sorusuna cevap veremiyor!

Ergün Yıldırım / Star

What is Woman?


Grek filozofları "varlık nedir" diye sorarlardı. Bugün ki Batı'nın ise "varlık nedir" sorusuna cevabı yok artık. "Nedir" in cevabı çok parçalı. Gruplara ve hatta kişilere göre değişiyor. Cinsiyet alanındaki son tartışmalarda bunu net bir biçimde görüyoruz.

Yazar Matt Walsh, "Kadın Nedir"( What is woman) adıyla çektiği belgesel filmde, bu meseleyi olağanüstü bir şekilde resmediyor. "Hakikat nedir" temelinde "kadın nedir" sorusunun cevabını arıyor. Çok pratik olgular üzerinden giderek aslında epeyce felsefi ve varoluşsal bir arayışı anlatıyor. Nitekim önce kendisine soruyor. Kimim ben? Babayım, eşim, kızım ve oğullarım var diyor. Hakikatinin farkında. Walsh, insanlarla, uzmanlarla ve araştırmacılarla konuşurken olabildiğince objektif davranıyor. Translar, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunanlar, feministler, psikiyatristler, sokaktaki insanlar ile "kadın nedir" sorularının cevabını bulmak istiyor.

Walsh, terapistine gidiyor. Feminist ve trans olan bir terapist. Feminist terapiyi uyguluyor. Aile ve evlilik terapisti. Aralarında ilginç bir diyalog geçiyor:

"Kadın olarak atandığımdan itibaren bunu giyeceksin, bunu yapacaksın" deniyor.

-Kim atama yapıyor?"

"Doktorlar cinsiyet ataması yapıyor. Cinsel organa göre atama yapılıyor"

-Kadın nedir?

"Kendini kadın olarak tanımlayandır".

-Peki, bu tanımladığı şey nedir? Kadın dediğin nedir?

"Çok zor bir soru".

Birçok kişi bu sorunun cevabını ya veremiyor, ya bu sorudan kaçıyor ya da ancak kadın olanın bunu tanımlayabileceğini söylüyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin dayandığı rölatif düşünce onları esir almış.

Walsh, bir transa, cinsiyeti "kimlerden öğrendin" diyor. Trans, insanlardan öğrendim diye cevaplıyor. Bir uzmana "hakikatte kadın nedir" diye sorduğunda, aldığı cevap ise epey ilginç: "Kimin hakikati hakkında konuşuyoruz?". Kimin hakikati? Demek ki tek olan, evrensel olan, herkes için geçerli olan bir kadın hakikati yok. Bütün cinsiyetsizlerin veya trans-cinsiyetçilerin beslendikleri felsefe budur. Onlar hiçbir hakikate inanmıyorlar. Öznelliğin dibini yaşıyorlar. Trans-cinsiyetin izafi, nihilist ve post-modern felsefesinin içinden bakıyorlar kadına. Doğruları yok. Kişiye göre değişen, tamamen cinsiyetin tercihi ile tanımlanan kurallar var.

Tartışmalar yükseliyor. Bir kadın sporcu, transfobik damgalamalardan ve eşitsiz rekabetten şikâyet ediyor. Translar karşısında sporda dezavantajlı oldukları ve hep yenildiklerini söylüyor. Yüzünü göstermeyen başka bir kadın ise tehditler aldığını belirtiyor. Spor, SPA, tuvaletleri kullanma gibi gündelik yaşam alanlarında trans-cinsiyetlilerin ciddi bir hegemonyası oluşuyor.

Özgürlüğüm, kendi tercihim, bireyim gibi söylemlerle üretilen tozpembe dünyanın arkası epeyce karanlık ve kaotik. Nitekim belgesel filmde cinsiyeti değiştirilen, haplar kullanarak hormonlarını yapay olarak yönlendiren insanların yaşadıkları ciddi hastalıklara dikkat çekiliyor.

Trans-cinsiyetliler, basit bir sorunun cevabını veremiyorlar. Biyolojik gerçeklikte dişi olmanız yetmiyor. Biyolojik gerçekliği yok sayarak kişinin kendisini tanımlaması baz alınıyor. Yani özne, kendi biyolojik bedenini yok sayıyor. Sadece bedenin toplumla etkileşim içinde aldığı anlamları temel alıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisinin kabullerine göre karar veriyor.

Kadın nedir sorusunun yolu, hakikat nedir sorusunun cevabından geçiyor. Belgesel filmde bu çok güzel bir şekilde gösteriliyor. Basit ve gündelik hayatın sosyolojisine yoğunlaşarak bunu ortaya koyuyor. Sadece ABD'yi değil, bütün insanlığı etkileyen kaos dalgasının anlamsızlığına ayna tutuyor. Sonuçta şunu anlıyoruz. Hakikatini kaybetmiş ve evrensel ahlak değerlerinden kopmuş bir bilinç, asla "kadın nedir" ve "hakikat nedir" sorularına cevap veremez. Çünkü bu soruların cevapları, kökenleri itibariyle dine dayanan evrensel ahlak anlayışıyla bulunabilir.
 

Qasem

FK Üye
🌿🌼
Katılım
3 May 2020
Mesajlar
15,175
Çözümler
12
Tepkime puanı
40,265
Puanları
113
Konum
Avrupa
Web sitesi
forumkalemi.com
Burç
Akrep
İsim
Murat
Cinsiyet
Takım
lIr3ry
@AsyA, bendeki cevap çok net...
Erkeğin dişisi, aynı türün dişi olanı...
Erkeği tanımlayan herkes kadını da tanımlayabilir.
İnasını tanımlayan hem erkek hem kadını tanımlayabilir..
Bana göre cinsiyetsizlik yada karşı cinse dönüşüm yada öyle his etmek tedavi edilmesi gereken bir hastalık.
Tüm canlılarda iki tür vardır, dişil ve eril...
Çokça basit...
Düşünsel kaosta farklı bir çıkarsınız aramak tüm dünya açısından makyavelist bir yaklaşım. Bu konuda paradigma nettir.
Kadın sadece kadındır erkekte sadece erkektir...
 

Candy

Yeni Üye
Katılım
11 Haz 2023
Mesajlar
41
Tepkime puanı
121
Puanları
33
Konum
Ankara
Burç
Aslan
Hobim
Moda, sanat
Cinsiyet
Takım
O8yPI5
Kadın dünyanın neşesi erkek dünyanın kederi diye ergence bir cevap vereyim. :D
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar