Bu haftaki yazımız:
"Balat'da Davet Dili"
Geçen hafta İstanbul yılın en soğuk günlerini yaşıyordu… Kar, kış, don, ayaz, rüzgâr, fırtına hava eksilerde… Okullar tatil… Hava muhalefetinden dolayı ajandamdaki tüm programlar tek tek iptal ediliyor veya erteleniyor, sadece biri hariç… Fatih’in Balat semtinde ‘’Halder’’ programlarını icra etmekte kararlılar…
Balat’ı bilenler bilir… Namıdiğer adıyla kirli işlerin, karanlık ilişkilerin, suç işleme oranlarının yüksek olduğu, tekin olmayan netameli mekânlar…
Bitirim tiplerin racon kestiği, terör estirdiği sokaklar… Keşlerin, serkeşlerin, serserilerin, ayyaş ve esrarkeşlerin cirit attığı bir bölgede inanmış bir grup gencin başlattığı irşad ve ıslah faaliyetlerinin merkezi olan Halder’in misafiriyim…
Halder’in hikâyesini anlattılar…
Dursun, Coşkun, Bekir, Ergin, Metin, Ümit ve diğerleri… Yıllar önce Allah’ın hidayetine mazhar olduktan sonra canlarını dişlerine takarak başlattıkları davet çalışmaları ile semtte adeta bir devrim gerçekleştirmişler… Kelle koltukta, kefenlerini bellerine sarmış, kötülük ve kötülere karşı amansız bir mücadeleyi kararlılıkla sürdürmüşler…
Semtin babalarına, baronlarına direnerek tohum ekmişler… Torbacı çetelerin, çapulcu ve çakalların tüm baskı ve tehditlerine rağmen pes etmemişler, pasif kalmamışlar, pervasız bir mücadele ortaya koymuşlar… Bu bataklığı nasıl kurutabiliriz diye…
Bataklığa düşenleri tek tek tedavi etmek yerine bataklığı nasıl ıslah ederizin derdindeler… Güzelde mesafe almışlar… Balat’ın rengi değişmeye başlamış… Balat’taki filizlenme ve çiçeklenmeye tanık oldum…
Anladım ki, bu dava ve davet Balat’ta maya tutuyorsa hiçbir yer hakkında olumsuz düşünme hakkımız yok…
Geçmişte benzeri bir davet pratiğine Tophane semtinde tanık olmuştuk… Rahmetli Mahmut Aksoy abiden miras kalan yapıyı anımsıyorum…
Tüm tehdit, şantaj, kumpas, yıldırma ve baskı hamlelerini savmış, davalarını en güzel mücadele yöntemi ile nasıl savunacaklarının farkında olan gözü kara gençlerden bahsediyorum…
Evet, Balat’ın davet dili farklı… Çünkü hedef kitle farklı... Balat’ın sosyolojisi, psikolojisi farklı… Bu gençler farkın farkındalar…
Dolayısıyla Halder’in ilmihalindeki usul ve üslubu anlıyorum…
Cesurlar, gözlerini daldan budaktan sakınmıyorlar, ancak sınırlarını biliyorlar... Kontrolsüz bir güç gösterisinde değiller fakat caydırıcı bir güce sahip olmaları gerektiğinin bilincindeler…
İfsad çetelerine, şer şebekelerine karşı yürekli bir duruşun kaçınılmaz olduğuna inanıyorlar… Niyetleri sertlik ve şiddet değil, sadece davalarındaki kararlılık, tutarlılık ve tavizsizlik…
Hz. Lut (as) un ahlaksızlara karşı iç geçirmesini hatırlıyorum:
“Keşke benim size karşı koyacak bir gücüm olsaydı veya güçlü bir desteğe dayanabilseydim, dedi.’’ (Hud, 80)
Misafir olduğum Halder, Patrikhane’ye 400 m, Sinagog’a 300 m mesafede… Geçmişte Sinagog ’da bekçilik yapan Elazığlı Ümit, bu kardeşlerin daveti ile hidayet bulduktan sonra o işi bırakıyor, Halder’in desteği ile bulundukları mahallenin muhtarı olarak seçiliyor…
Halder ile halleşiyoruz… Hemhal oluyoruz… Hayırlı işlerine şahidlik ediyoruz…
Şimdi semtte gençlik çalışması gittikçe genişliyor… Orman koşusu, doğa yürüyüşü, halı saha maçları, birçok branşta sportif etkinlikleri, ders halkaları, sohbet ortamları, ayda bir kitap okuma programları…
Kadınlar ve genç kızlar cephesinde de aktif çalışmalar devam ediyor…
Semtin güvenini kazanmış durumdalar… Mahalleli artık bu yapıya sahip çıkıyor… Bu kardeşlerin işleri sadece davet değil, mahallelinin tüm sorunlarına sahip çıkıp yardımcı oluyorlar…
Ramazan’da sokağı baştanbaşa kapatıp iftar sofrasına tüm semti davet ediyorlar…
Halder’in abi ve ablaları çocuk ve gençlere ailelerinden göremedikleri şefkat ve merhameti, ilgi ve sevgiyi sunuyorlar…
Evlerinde bulamadıkları sıcaklık ve içtenliği burada bu dernekte bulduklarını söylüyorlar…
Bir avuç inanmış adamın adanmışlığı ile başlayan süreç şimdilerde emin adımlarla yoluna devam ediyor… Hedefi büyütmüş, çıtayı yükseltmiş durumdalar…
Demem o ki, yolunuzu Balat’a düşürün… Halder ile halleşin… Semt çalışmalarında Balat modelini takibe alın… Belki de davetteki donukluğa, durağanlığa ilham kaynağı oluverir…
Ramazan Kayan
"Balat'da Davet Dili"
Geçen hafta İstanbul yılın en soğuk günlerini yaşıyordu… Kar, kış, don, ayaz, rüzgâr, fırtına hava eksilerde… Okullar tatil… Hava muhalefetinden dolayı ajandamdaki tüm programlar tek tek iptal ediliyor veya erteleniyor, sadece biri hariç… Fatih’in Balat semtinde ‘’Halder’’ programlarını icra etmekte kararlılar…
Balat’ı bilenler bilir… Namıdiğer adıyla kirli işlerin, karanlık ilişkilerin, suç işleme oranlarının yüksek olduğu, tekin olmayan netameli mekânlar…
Bitirim tiplerin racon kestiği, terör estirdiği sokaklar… Keşlerin, serkeşlerin, serserilerin, ayyaş ve esrarkeşlerin cirit attığı bir bölgede inanmış bir grup gencin başlattığı irşad ve ıslah faaliyetlerinin merkezi olan Halder’in misafiriyim…
Halder’in hikâyesini anlattılar…
Dursun, Coşkun, Bekir, Ergin, Metin, Ümit ve diğerleri… Yıllar önce Allah’ın hidayetine mazhar olduktan sonra canlarını dişlerine takarak başlattıkları davet çalışmaları ile semtte adeta bir devrim gerçekleştirmişler… Kelle koltukta, kefenlerini bellerine sarmış, kötülük ve kötülere karşı amansız bir mücadeleyi kararlılıkla sürdürmüşler…
Semtin babalarına, baronlarına direnerek tohum ekmişler… Torbacı çetelerin, çapulcu ve çakalların tüm baskı ve tehditlerine rağmen pes etmemişler, pasif kalmamışlar, pervasız bir mücadele ortaya koymuşlar… Bu bataklığı nasıl kurutabiliriz diye…
Bataklığa düşenleri tek tek tedavi etmek yerine bataklığı nasıl ıslah ederizin derdindeler… Güzelde mesafe almışlar… Balat’ın rengi değişmeye başlamış… Balat’taki filizlenme ve çiçeklenmeye tanık oldum…
Anladım ki, bu dava ve davet Balat’ta maya tutuyorsa hiçbir yer hakkında olumsuz düşünme hakkımız yok…
Geçmişte benzeri bir davet pratiğine Tophane semtinde tanık olmuştuk… Rahmetli Mahmut Aksoy abiden miras kalan yapıyı anımsıyorum…
Tüm tehdit, şantaj, kumpas, yıldırma ve baskı hamlelerini savmış, davalarını en güzel mücadele yöntemi ile nasıl savunacaklarının farkında olan gözü kara gençlerden bahsediyorum…
Evet, Balat’ın davet dili farklı… Çünkü hedef kitle farklı... Balat’ın sosyolojisi, psikolojisi farklı… Bu gençler farkın farkındalar…
Dolayısıyla Halder’in ilmihalindeki usul ve üslubu anlıyorum…
Cesurlar, gözlerini daldan budaktan sakınmıyorlar, ancak sınırlarını biliyorlar... Kontrolsüz bir güç gösterisinde değiller fakat caydırıcı bir güce sahip olmaları gerektiğinin bilincindeler…
İfsad çetelerine, şer şebekelerine karşı yürekli bir duruşun kaçınılmaz olduğuna inanıyorlar… Niyetleri sertlik ve şiddet değil, sadece davalarındaki kararlılık, tutarlılık ve tavizsizlik…
Hz. Lut (as) un ahlaksızlara karşı iç geçirmesini hatırlıyorum:
“Keşke benim size karşı koyacak bir gücüm olsaydı veya güçlü bir desteğe dayanabilseydim, dedi.’’ (Hud, 80)
Misafir olduğum Halder, Patrikhane’ye 400 m, Sinagog’a 300 m mesafede… Geçmişte Sinagog ’da bekçilik yapan Elazığlı Ümit, bu kardeşlerin daveti ile hidayet bulduktan sonra o işi bırakıyor, Halder’in desteği ile bulundukları mahallenin muhtarı olarak seçiliyor…
Halder ile halleşiyoruz… Hemhal oluyoruz… Hayırlı işlerine şahidlik ediyoruz…
Şimdi semtte gençlik çalışması gittikçe genişliyor… Orman koşusu, doğa yürüyüşü, halı saha maçları, birçok branşta sportif etkinlikleri, ders halkaları, sohbet ortamları, ayda bir kitap okuma programları…
Kadınlar ve genç kızlar cephesinde de aktif çalışmalar devam ediyor…
Semtin güvenini kazanmış durumdalar… Mahalleli artık bu yapıya sahip çıkıyor… Bu kardeşlerin işleri sadece davet değil, mahallelinin tüm sorunlarına sahip çıkıp yardımcı oluyorlar…
Ramazan’da sokağı baştanbaşa kapatıp iftar sofrasına tüm semti davet ediyorlar…
Halder’in abi ve ablaları çocuk ve gençlere ailelerinden göremedikleri şefkat ve merhameti, ilgi ve sevgiyi sunuyorlar…
Evlerinde bulamadıkları sıcaklık ve içtenliği burada bu dernekte bulduklarını söylüyorlar…
Bir avuç inanmış adamın adanmışlığı ile başlayan süreç şimdilerde emin adımlarla yoluna devam ediyor… Hedefi büyütmüş, çıtayı yükseltmiş durumdalar…
Demem o ki, yolunuzu Balat’a düşürün… Halder ile halleşin… Semt çalışmalarında Balat modelini takibe alın… Belki de davetteki donukluğa, durağanlığa ilham kaynağı oluverir…
Ramazan Kayan