balkanlardangelensoğukhava
Yeni Üye
- Katılım
- 25 Tem 2020
- Mesajlar
- 138
- Tepkime puanı
- 181
- Puanları
- 43
- Cinsiyet
İnsan yaşamında bir bakıma hayatın tamamı ona anlamlar yükleyebilmekten ibarettir. İnsan, yaşamı boyunca bir şeylere sürekli anlamlar yükleyerek kararlar alır ve bu yönde hareket eder. Lakin her bireyin karşılaştığı hadiselere tepkisi birbirinden farklıdır. Çünkü her insanın aynı olaylara karşı edindiği deneyimler nihayetinde birbirinden farklıdır. Ama özünde, bir olayı doğru ve sağlıklı tahlil edebilmek her birey ve toplum için ulaşılmak istenen noktadır.
Bizi olaylar karşısında yanlış yönlendiren kırılma noktası ise çoğu zaman ön yargılarımızdır.
Burada önemli olan bence bir olayı değerlendirirken ilk gördüğümüz küçük resme bakmak daha sonra ona farklı açılardan da bakarak konuyu enine boyuna irdelemektir. Burada benim kullandığım yöntem, hadiseyi "ben olsam asla böyle düşünmem" diyebileceğim açılardan değerlendirmek. Böylece büyük resme biraz daha yaklaşmış olabiliriz.
Bu yaklaşım bizi ummadığımız doğrulara götürebilecek bir yol olabilir.
Örnek vermek gerekirse:
Bir ayakkabı firması bir x ülkeye iki satış temsilcisini yollar.
Temsilcilerden biri "Burada herkes yalın ayak, kimseye ayakkabı satamayız çünkü böyle bir ihtiyaçları ve gelenekleri yok" der.
Temsilcilerden ikincisi ise "Burada hiç kimsede ayakkabı yok, iyi bir reklam ile şirket hedeflerimizin üzerinde bir ayakkabı satışı yapabiliriz der.
Yer aynı, toplum aynı ancak konuya bakış açıları farklı.
Diğer bir örnekte ise bir xx savaşında x ülkesi düşürülen uçakları konusunda acilen bir toplantı yapmaları gerektiğini deklare eder.
Kurul toplanıp uçakların niçin düştüğü konusunda değerlendirmeler yapılır ve bu soruna nasıl bir çare bulunacağı istişare edilir.
Uçakların isabet aldığı noktalar incelendiğinde daha çok benzin deposu ve dengeyi sağlayan noktaların isabet aldığı ve bu yüzden düştükleri saptanır.
(Not: Uçakların motorlarından biri isabet aldığında uçak diğer motor ile uçmaya devam edebilir ancak belirli bir fite inerek uçması gerekir, yani bir motoru vurulan uçak ikinci motorla seyrine devam edebilir, böyle üretilmişlerdir)
Mühendislerden bir kısmı isabet alan alanların daha korunaklı hale getirilmesi konusunda fikir beyan eder. Tabii ki bu işlemde isabet alan kısmın dışına ek koruma parçalar ekleneceği gerçeği vardır. Bu ise iki açıdan sorun doğurur. Birincisi uçakların maaliyeti artacaktır, ikincisi ise uçağın faydasız yük ağırlığı artacaktır. Bir uçağın faydasız yük artışı ise havada kalış süresini, manevra kaabiliyetini ve faydalı yük taşıma kapasitesini düşürür.
İkinci mühendis grubunun teklifi ise daha caziptir. Uçağın düşmesine neden olan durum, isabet alan noktalardaki önemli parçalarıdır. O halde bu parçaları uçakta isabet almayan alanlara taşıma fikrini beyan ederler ve böylece hem daha maddi fiziki, külfetsiz davranılmış olacak hem olay daha az uçak kaybı ile sonuçlanacaktır.
Gördüğümüz gibi olaylara farklı açılardan bakabilme yetimizi geliştirmemiz bizi büyük oranda DOĞRU ya daha çok yaklaştırıyor.
Konuyu insan ilişkilerine, yani sosyolojiye lanse edersek bir insanı anlamak o insanın beden dilini çok iyi tahlil etmemizden geçer.
Örneğin Zoe'nin eklediği "Fotoğraf Yorumlayalım 11" de bütün bireyler çantalarını ellerinde taşır ve tırmanırken de bir kısmının bu çantaları yere bıraktığını gözlemledik, radikal olan birey ise çantasını koltuğunun altına sıkıştırmıştı. O beden dilinden anlıyoruz ki o şahıs o çantayı asla bırakmayacak.
Bu aslında insanın güdüsel olarak savunma mekanizmasının bir göstergesidir çünkü insan kendini endişeli hissettiğinde kendisi için önemli kıldığı şeyleri daha çok savunma eğilimi gösterir.
Burada mesela bizim gibi bekar erkeklere bir tüyo vereyim. Bu çoğu zaman tutar. En azından ben bunu yıllar önce yaşamıştım.
-Bir kızla buluşmaya gittiğinizde eğer kız, çantasını yandaki sandalyeye bıraktıysa size karşı kendisini güvende hissediyordur. Olumlu bir şeyler olabilir.
-Kendi sandalyesine astıysa güven konusunda kararsızdır. Onda daha çok güven sağlamaya çalışın.
-Yok eğer çantasını kucakladıysa anlayın ki size karşı içinde hiçbir güven oluşmamış ve orada bulunmaktan hoşnut değil, bitsin gidelim düşüncesindedir. uzatmayın, memnun oldum deyin, nezaketen bir şeyler içmeyi teklif edin. Ya tutarsa?
(Not: meraklısına: o günler görüştüğüm kız önce çantasını çıkarmış sonra yeniden boynuna asmıştı , eh en azından kucaklamadı ama : )))) )
Başka bir yöntem ise klişe ama gerçektir ki eğer karşınızdaki kız sizinle aynı beden hareketlerini yapıyor ise bu iyidir, gözlemci olun ve vazgeçmeyin. Olacak bu iş.
Sonuç itibariyle, bana kalırsa her konuda hayatı doğru tahlil edebilmek için olaylara farklı açılardan bakmayı adet edinmeli ve beden dilini doğru okumaya çalışmalıyız. Evet belki biz psikolog değiliz ama onlar gibi düşünmek için gerekli çoğu donanıma da sahibiz...
Sevgiler...