- Katılım
- 31 Ocak 2021
- Mesajlar
- 3,191
- Tepkime puanı
- 14,718
- Puanları
- 113
- Burç
- Aslan
- Memleket
- Trabzon
- Cinsiyet
- Medeni Hal
- Takım
Daha çok sevebilecekken, az sevmeyi tercih ediyoruz. Dört elle sarılmak varken, bıkmış ve tükenmiş tavırlar sergileyip parmak ucuyla tutuyoruz yanıbaşımızdakilerin ellerinden. Kalplerimizde tek tutar dal kalmıyor az sevdikçe. Tutunacak kimse de kalmıyor bir zaman sonra...
Bir tebessümle mutluluğun ve huzurun rengine boyayabilecekken evin bütün duvarlarını, samimiyetin sıcaklığıyla ısıtabilecekken üşüyen ruhlarmızı, sevmenin bedelinden kaçıp az sevmeyi tercih ediyoruz.
Az sevmeyi tercih edince bakışlar bulanıklaşıyor, bir sıkıntı peydah oluyor başımıza bela. Az sevmeyi tercih edince üzerimize giyindiğimiz yorgunluk urbası, moral bozukluğuna dönüşüp derimiz tenimiz hâline geliyor.
Az sevdikçe dibi görünmez bir kuyunun dibine inip oradan bağırmaya başlıyoruz çevremizde kim varsa. Kimse duymuyor diye hayıflanıyoruz sonra. Zifiri karanlık bir suskunluğun içinde boğuluyor o az olan sevgimiz de. Yan yanayken bile eşyaların arasında dekorlaşıyor varlığımız. Programlanmış robotlar gibi görev tanımı yapılmış, sınırları belirlenmiş, sorgusuz sualsiz bir kabullenişle yaşamak, konforlu bir tercihe dönüşüyor.
Az sevdikçe bir kötürümlük kilitliyor kalbimizin elini ayağını ve daha da ağırlaşıyor birbirimizle sınanmanın yükü.
Az sevmeyi tercih etmek, başka hayallerde yalnızlığa hapsediyor bizi...
Daha fazla eksilmeden, gönüllerimiz birbirinden daha fazla uzaklaşmadan, bir el uzatalım, bir yardım edelim. En çok da kendimize. Ve az sevmekten vazgeçip vaatkâr bir sevgiyle bakalım birbirimize, gözlerimizin içine, gözlerinin içine, gülümseyelim!
Allah aşkına!
Halil İbrahim
Bir tebessümle mutluluğun ve huzurun rengine boyayabilecekken evin bütün duvarlarını, samimiyetin sıcaklığıyla ısıtabilecekken üşüyen ruhlarmızı, sevmenin bedelinden kaçıp az sevmeyi tercih ediyoruz.
Az sevmeyi tercih edince bakışlar bulanıklaşıyor, bir sıkıntı peydah oluyor başımıza bela. Az sevmeyi tercih edince üzerimize giyindiğimiz yorgunluk urbası, moral bozukluğuna dönüşüp derimiz tenimiz hâline geliyor.
Az sevdikçe dibi görünmez bir kuyunun dibine inip oradan bağırmaya başlıyoruz çevremizde kim varsa. Kimse duymuyor diye hayıflanıyoruz sonra. Zifiri karanlık bir suskunluğun içinde boğuluyor o az olan sevgimiz de. Yan yanayken bile eşyaların arasında dekorlaşıyor varlığımız. Programlanmış robotlar gibi görev tanımı yapılmış, sınırları belirlenmiş, sorgusuz sualsiz bir kabullenişle yaşamak, konforlu bir tercihe dönüşüyor.
Az sevdikçe bir kötürümlük kilitliyor kalbimizin elini ayağını ve daha da ağırlaşıyor birbirimizle sınanmanın yükü.
Az sevmeyi tercih etmek, başka hayallerde yalnızlığa hapsediyor bizi...
Daha fazla eksilmeden, gönüllerimiz birbirinden daha fazla uzaklaşmadan, bir el uzatalım, bir yardım edelim. En çok da kendimize. Ve az sevmekten vazgeçip vaatkâr bir sevgiyle bakalım birbirimize, gözlerimizin içine, gözlerinin içine, gülümseyelim!
Allah aşkına!
Halil İbrahim