- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,737
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,758
- Puanları
- 113
Tarih: 24.07.2020
AYASOFYA: FETHİN NİŞANESİ,
FATİH’İN EMANETİ
Muhterem Müslümanlar!
Bugün, Ayasofya’nın kubbelerinde yeniden
tekbir, tehlil ve salavatların yankılandığı,
minarelerinden ezan ve salâların yükseldiği
gündür. Evlad-ı Fatihan’ın hasreti, ulu mabedin
sessizliği sona eriyor. Ayasofya Cami-i Şerifi
bugün yeniden mümin ve muvahhit cemaatine
kavuşuyor.
Bizleri böyle şerefli ve tarihî bir günde bir
araya getiren Rabbimize sonsuz hamd ü senalar
olsun. “Konstantiniyye mutlaka
fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne
güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel
askerdir!”1 buyurarak fethi müjdeleyen Resûl-i
Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.
Bu müjdeye nail olma aşkıyla yollara düşen
İstanbul’un manevi mimarı Ebû Eyyûb el-Ensârî
Hazretleri başta olmak üzere, ashab-ı kirama,
onların kutlu izinden gidenlere, Anadolu’yu bize
vatan eylemiş, korumuş ve emanet etmiş olan
bütün şehit ve gazilerimize selam olsun.
Çağının en gelişmiş teknolojisini üreten,
gemilerini karadan yürüten, Allah’ın izni ve
inayetiyle İstanbul’u fetheden, sonra da bu aziz
şehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin
vermeyen, o genç ve dirayetli padişaha, Fatih
Sultan Mehmet Han’a selam olsun.
Ayasofya, asırlar öncesinden gelen gül rengi
bir muştudur. Ayasofya, fethin nişanesi ve
kıyamete kadar cami olması kaydıyla onu vakfeden
Fatih’in emanetidir. Bu nadide emanetin cemaatine
kavuşması için dünden bugüne canla başla emek
veren büyüklerimize, ilim ve fikir insanlarımıza, irfan
ve ihsan öncülerimize, tüm kardeşlerimize selam
olsun.
Aziz Müminler!
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, beş asır
boyunca cami olarak müminleri bağrına basan
mukaddes bir mekânın, aslî vasfını kazanmasıdır.
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, başta
Mescid-i Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün
mahzun ve mazlum mescitlerinin ümide
kavuşmasıdır.
Ayasofya’nın ibadete açılması, temeli tevhid,
tuğlası ilim, harcı erdem olan medeniyetimizin
yükselmeye devam edişidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizim medeniyetimiz, cami merkezli bir
medeniyettir. Camilerimiz, birlik ve dirliğimizin, ilim
ve irfanımızın kaynağıdır. Yüce Rabbimiz, cami ve
mescitleri imar edenler hakkında şöyle
buyurmaktadır: “Allah’ın mescitlerini ancak
Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı
dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan
başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte
doğru yolda oldukları umulanlar bunlardır.”2
Bir caminin yapılması ve varlığını koruması için
gayret gösteren kimseleri Peygamberimiz cennetle
müjdeler: “Her kim Allah için bir mescit bina
ederse, Allah da ona cennette bu mescidin benzeri
bir köşk bina eder.”3
Aziz Müslümanlar!
Şimdi bize düşen, birlik ve kardeşlik şuuruyla
camilerimizi canlı tutmaktır. Camilerimizi
hayatımızın merkezine almaktır. Kadınıyla erkeğiyle,
çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla camilerimizde olmak,
camilerimizle hayat bulmaktır. Ayasofya Cami-i
Şerifi’nin ifade ettiği ulvi anlamlara sahip çıkmak
için daha büyük bir inanç, azim, kararlılık, heyecan
ve özveri ile çalışmaktır.
1 Ahmet b. Hanbel, Müsned IV, 335.
2 Tevbe, 9/18.
3 Müslim, Zühd, 44.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
AYASOFYA: FETHİN NİŞANESİ,
FATİH’İN EMANETİ
Muhterem Müslümanlar!
Bugün, Ayasofya’nın kubbelerinde yeniden
tekbir, tehlil ve salavatların yankılandığı,
minarelerinden ezan ve salâların yükseldiği
gündür. Evlad-ı Fatihan’ın hasreti, ulu mabedin
sessizliği sona eriyor. Ayasofya Cami-i Şerifi
bugün yeniden mümin ve muvahhit cemaatine
kavuşuyor.
Bizleri böyle şerefli ve tarihî bir günde bir
araya getiren Rabbimize sonsuz hamd ü senalar
olsun. “Konstantiniyye mutlaka
fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne
güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel
askerdir!”1 buyurarak fethi müjdeleyen Resûl-i
Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.
Bu müjdeye nail olma aşkıyla yollara düşen
İstanbul’un manevi mimarı Ebû Eyyûb el-Ensârî
Hazretleri başta olmak üzere, ashab-ı kirama,
onların kutlu izinden gidenlere, Anadolu’yu bize
vatan eylemiş, korumuş ve emanet etmiş olan
bütün şehit ve gazilerimize selam olsun.
Çağının en gelişmiş teknolojisini üreten,
gemilerini karadan yürüten, Allah’ın izni ve
inayetiyle İstanbul’u fetheden, sonra da bu aziz
şehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin
vermeyen, o genç ve dirayetli padişaha, Fatih
Sultan Mehmet Han’a selam olsun.
Ayasofya, asırlar öncesinden gelen gül rengi
bir muştudur. Ayasofya, fethin nişanesi ve
kıyamete kadar cami olması kaydıyla onu vakfeden
Fatih’in emanetidir. Bu nadide emanetin cemaatine
kavuşması için dünden bugüne canla başla emek
veren büyüklerimize, ilim ve fikir insanlarımıza, irfan
ve ihsan öncülerimize, tüm kardeşlerimize selam
olsun.
Aziz Müminler!
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, beş asır
boyunca cami olarak müminleri bağrına basan
mukaddes bir mekânın, aslî vasfını kazanmasıdır.
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, başta
Mescid-i Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün
mahzun ve mazlum mescitlerinin ümide
kavuşmasıdır.
Ayasofya’nın ibadete açılması, temeli tevhid,
tuğlası ilim, harcı erdem olan medeniyetimizin
yükselmeye devam edişidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizim medeniyetimiz, cami merkezli bir
medeniyettir. Camilerimiz, birlik ve dirliğimizin, ilim
ve irfanımızın kaynağıdır. Yüce Rabbimiz, cami ve
mescitleri imar edenler hakkında şöyle
buyurmaktadır: “Allah’ın mescitlerini ancak
Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı
dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan
başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte
doğru yolda oldukları umulanlar bunlardır.”2
Bir caminin yapılması ve varlığını koruması için
gayret gösteren kimseleri Peygamberimiz cennetle
müjdeler: “Her kim Allah için bir mescit bina
ederse, Allah da ona cennette bu mescidin benzeri
bir köşk bina eder.”3
Aziz Müslümanlar!
Şimdi bize düşen, birlik ve kardeşlik şuuruyla
camilerimizi canlı tutmaktır. Camilerimizi
hayatımızın merkezine almaktır. Kadınıyla erkeğiyle,
çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla camilerimizde olmak,
camilerimizle hayat bulmaktır. Ayasofya Cami-i
Şerifi’nin ifade ettiği ulvi anlamlara sahip çıkmak
için daha büyük bir inanç, azim, kararlılık, heyecan
ve özveri ile çalışmaktır.
1 Ahmet b. Hanbel, Müsned IV, 335.
2 Tevbe, 9/18.
3 Müslim, Zühd, 44.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü