- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,672
- Tepkime puanı
- 24,716
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Ersin Çelik, sosyal medya anketlerinin işaret ettiği sosyolojinin yansımalarının ne olması gerektiğini ifade ederken gerçekliğin ise başka şekillerde cereyan ettiğini belirtiyo
Ersin Çelik / Yeni Şafak
Dev anket saçmalığı
Seçimlere giderken yayınlanan herhangi bir anket dikkate değerdir. Araştırmanın yöntemi ve raporlaması sağlıklıysa üzerine türlü yorumlar yapılır. Ancak bu seçim anketi Twitter’da gerçekleştirildiyse asla ne bir haberdir ne de üzerine konuşulmaya değer bir veridir.
Bir kere Twitter şeffaf ve her görüşü eşit temsil eden bir platform değil. Tam aksine kaosu tetikleyen ve bu kaostan etkileşim olarak beslenen bir mecradan bahsediyoruz. Bu nedenle de Twitter’da demokrasi tesis etmek hayalciliktir. Sanal sosyolojinin aldatmacasıdır.
Sosyal medya, büyük oranda da Twitter ile Facebook tüm dünyada demokrasiler için tehdit ve seçim süreçlerini maniple edip, seçmenleri yönlendiren güçlü propaganda aparatları olarak değerlendiriliyor artık.
Türkiye’de ise Twitter’dan seçim kazanma, iktidar inşa etme ve sandığa iki ay kala, açık ara zafer ilan etmelere şahitlik ediyoruz. Burayı birazdan açacağım.
Aslında olan şu; Twitter platform olarak; kullanıcılarını, kullanıcılar da en başta kendilerini sonra da takipçilerini maniple ediyor. Bu kısır döngüde kazanan ise gönül verilen parti ya da lider değil, etkileşimin parasal karşılığını bilen Twitter tüccarları oluyor.
Bir önceki yazıda yöntemi ve metodolojisi belli olmayan “naylon anketler” üzerinden vatandaşların zihinlerinin kasıtlı olarak bulandırıldığına dikkat çekmiştim. Öyle ki parayı veren istediği sonucu elde edip kamuoyuna anket servis ettiriyor artık. Buna karşılık gerçek araştırmacılık maliyetli bir iş.
Twitter’da yapılan seçim anketleri ise farklı değerlendirilmeli. Twitter, “Türkiye halkını ne kadar ve ne ölçüde yansıtıyor?” sorusunun yanıtı bize bu anketlerin amacının dışında “sonuçlar” verdiğini söylemeye yetiyor. Sosyal medya iletişimi ve pazarlaması üzerine yaptığı analizlerle adından son dönemde sıkça bahsettiren Akan Abdulla’ya göre Twitter, Türkiye’nin yüzde 21’ini yansıtıyor. Bu yüzde 21’lik oran da 17,5 milyon kişiye tekabül ediyor. Akan Abdulla’nın verdiği oran ile Twitter’ın Türkiye’deki kullanıcı sayısı örtüşüyor. Platformun 2022 verilerine göre Türkiye’deki kullanıcısı sayısı 16 milyondu. Aradan geçen bir yılda iki milyon yeni takipçi eklendiği düşünülüyor. Çünkü son bir yıldır seçimle yatan seçimle kalkan bir ülkeyiz ve Twitter da bu sürecin sanal üssü. Kullanıcı sayısını 18 milyon olarak hesaplasak da ben bu sayının Türkiye’yi yansıtmadığı düşüncesindeyim. İki nedenim var; 1- Twitter’da çok fazla sahte ve bot hesap var. Net bir rakam yok ama birçok analiste göre Türkiye’deki kullanıcıların en az üçte biri sahte. 2- Kullanıcıların siyasi görüşleri… Herkes biliyor ki Twitter’daki kullanıcıların büyük kısmı bugünkü iktidara muhalif. Bu sağlamayı; söylem üretme, gündem oluşturma ve etkileşim sonuçları üzerinden yapmak mümkün. Bu nedenle
Twitter’da anket yapmak ile AK Parti ya da CHP’nin geçmiş beş seçimde yüzde 70 oy aldığı bir şehirde anket yapıp sonuçlarını “Türkiye böyle düşünüyor” diye servis etmek aynı şeyler. Twitter’da yapılan bu anketler iyi niyetle, heyecanla, “takipçim ne düşünüyor” dürtüsüyle ya da etkileşim almak için yapılmış olsa da bıraktığı etki demokrasiye müdahale biçimi olarak ele alınmalı.
Bir örnek vereceğim… Gazeteci Fatih Portakal geçtiğimiz günlerde Twitter hesabından seçim anketi yaptı. Kendisinin 9 milyon takipçisi var. Anketine 1 milyon kişi katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu’na yüzde 56, Recep Tayyip Erdoğan’a da yüzde 14 oy çıkmış. Muharrem İnce ise 24,4 oy almış. Çok sayıda haber sitesi ve gazete bu anketi “şoke eden sonuçlar” diye haber yaptı. Altındaki yorumları okudum, Altılı Masa destekçileri “tamam kesin kazandık” diye zafer ilan edeceklerine Muharrem İnce’ye hakaretler yağdırmışlar. Kılıçdaroğlu’nun yüzde 56, Erdoğan’ın yüzde 14 oy almasını dikkate almamış ama İnce’nin yüzde 24’lük oranını çok fazla ciddiye almışlar. İnce’nin son günlerde Altılı Masa ve özellikle CHP tarafından itibarsızlaştırılmasının temelinde bu ve benzeri anketlerden çıkan bindirilmiş ve teşkilat organizasyonu sonuçlar var. Bu arada bu anketlerdeki bir şıkka, bin 300 TL karşılığında otomatik 10 bin oy gönderildiği bilgisini de vermek istiyorum. Yani 200 bin TL para verip bir milyon katılımcılı bir ankette Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanıyor görünmek çok kolay. Biraz paraya bakıyor. Kamuoyu ise hem siyasi hem ticari manipülasyonların esiri oluyor. Seçim gecesi sandıktan çıkan sonuçlara neden inanılmadığının, neden büyük hayal kırıklıkları yaşandığının temelinde de işte bu anketler var.
Twitter’a bakarak siyasi analiz yapanlar sadece kullanıcılar değil. Gazeteciler ve yabancı basın da oluşturulan bu algının büyüsüne kapılıyor. Aslında herkes biliyor ama bir kez daha hatırlatmış olayım; seçimler Twitter’da anket yaparak ve etkileşim kasarak değil sandıkta kazanılıyor. Yine bekleyeceğiz, yine göreceğiz...
Ersin Çelik / Yeni Şafak
Dev anket saçmalığı
Seçimlere giderken yayınlanan herhangi bir anket dikkate değerdir. Araştırmanın yöntemi ve raporlaması sağlıklıysa üzerine türlü yorumlar yapılır. Ancak bu seçim anketi Twitter’da gerçekleştirildiyse asla ne bir haberdir ne de üzerine konuşulmaya değer bir veridir.
Bir kere Twitter şeffaf ve her görüşü eşit temsil eden bir platform değil. Tam aksine kaosu tetikleyen ve bu kaostan etkileşim olarak beslenen bir mecradan bahsediyoruz. Bu nedenle de Twitter’da demokrasi tesis etmek hayalciliktir. Sanal sosyolojinin aldatmacasıdır.
Sosyal medya, büyük oranda da Twitter ile Facebook tüm dünyada demokrasiler için tehdit ve seçim süreçlerini maniple edip, seçmenleri yönlendiren güçlü propaganda aparatları olarak değerlendiriliyor artık.
Türkiye’de ise Twitter’dan seçim kazanma, iktidar inşa etme ve sandığa iki ay kala, açık ara zafer ilan etmelere şahitlik ediyoruz. Burayı birazdan açacağım.
Aslında olan şu; Twitter platform olarak; kullanıcılarını, kullanıcılar da en başta kendilerini sonra da takipçilerini maniple ediyor. Bu kısır döngüde kazanan ise gönül verilen parti ya da lider değil, etkileşimin parasal karşılığını bilen Twitter tüccarları oluyor.
Bir önceki yazıda yöntemi ve metodolojisi belli olmayan “naylon anketler” üzerinden vatandaşların zihinlerinin kasıtlı olarak bulandırıldığına dikkat çekmiştim. Öyle ki parayı veren istediği sonucu elde edip kamuoyuna anket servis ettiriyor artık. Buna karşılık gerçek araştırmacılık maliyetli bir iş.
Twitter’da yapılan seçim anketleri ise farklı değerlendirilmeli. Twitter, “Türkiye halkını ne kadar ve ne ölçüde yansıtıyor?” sorusunun yanıtı bize bu anketlerin amacının dışında “sonuçlar” verdiğini söylemeye yetiyor. Sosyal medya iletişimi ve pazarlaması üzerine yaptığı analizlerle adından son dönemde sıkça bahsettiren Akan Abdulla’ya göre Twitter, Türkiye’nin yüzde 21’ini yansıtıyor. Bu yüzde 21’lik oran da 17,5 milyon kişiye tekabül ediyor. Akan Abdulla’nın verdiği oran ile Twitter’ın Türkiye’deki kullanıcı sayısı örtüşüyor. Platformun 2022 verilerine göre Türkiye’deki kullanıcısı sayısı 16 milyondu. Aradan geçen bir yılda iki milyon yeni takipçi eklendiği düşünülüyor. Çünkü son bir yıldır seçimle yatan seçimle kalkan bir ülkeyiz ve Twitter da bu sürecin sanal üssü. Kullanıcı sayısını 18 milyon olarak hesaplasak da ben bu sayının Türkiye’yi yansıtmadığı düşüncesindeyim. İki nedenim var; 1- Twitter’da çok fazla sahte ve bot hesap var. Net bir rakam yok ama birçok analiste göre Türkiye’deki kullanıcıların en az üçte biri sahte. 2- Kullanıcıların siyasi görüşleri… Herkes biliyor ki Twitter’daki kullanıcıların büyük kısmı bugünkü iktidara muhalif. Bu sağlamayı; söylem üretme, gündem oluşturma ve etkileşim sonuçları üzerinden yapmak mümkün. Bu nedenle
Twitter’da anket yapmak ile AK Parti ya da CHP’nin geçmiş beş seçimde yüzde 70 oy aldığı bir şehirde anket yapıp sonuçlarını “Türkiye böyle düşünüyor” diye servis etmek aynı şeyler. Twitter’da yapılan bu anketler iyi niyetle, heyecanla, “takipçim ne düşünüyor” dürtüsüyle ya da etkileşim almak için yapılmış olsa da bıraktığı etki demokrasiye müdahale biçimi olarak ele alınmalı.
Bir örnek vereceğim… Gazeteci Fatih Portakal geçtiğimiz günlerde Twitter hesabından seçim anketi yaptı. Kendisinin 9 milyon takipçisi var. Anketine 1 milyon kişi katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu’na yüzde 56, Recep Tayyip Erdoğan’a da yüzde 14 oy çıkmış. Muharrem İnce ise 24,4 oy almış. Çok sayıda haber sitesi ve gazete bu anketi “şoke eden sonuçlar” diye haber yaptı. Altındaki yorumları okudum, Altılı Masa destekçileri “tamam kesin kazandık” diye zafer ilan edeceklerine Muharrem İnce’ye hakaretler yağdırmışlar. Kılıçdaroğlu’nun yüzde 56, Erdoğan’ın yüzde 14 oy almasını dikkate almamış ama İnce’nin yüzde 24’lük oranını çok fazla ciddiye almışlar. İnce’nin son günlerde Altılı Masa ve özellikle CHP tarafından itibarsızlaştırılmasının temelinde bu ve benzeri anketlerden çıkan bindirilmiş ve teşkilat organizasyonu sonuçlar var. Bu arada bu anketlerdeki bir şıkka, bin 300 TL karşılığında otomatik 10 bin oy gönderildiği bilgisini de vermek istiyorum. Yani 200 bin TL para verip bir milyon katılımcılı bir ankette Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanıyor görünmek çok kolay. Biraz paraya bakıyor. Kamuoyu ise hem siyasi hem ticari manipülasyonların esiri oluyor. Seçim gecesi sandıktan çıkan sonuçlara neden inanılmadığının, neden büyük hayal kırıklıkları yaşandığının temelinde de işte bu anketler var.
Twitter’a bakarak siyasi analiz yapanlar sadece kullanıcılar değil. Gazeteciler ve yabancı basın da oluşturulan bu algının büyüsüne kapılıyor. Aslında herkes biliyor ama bir kez daha hatırlatmış olayım; seçimler Twitter’da anket yaparak ve etkileşim kasarak değil sandıkta kazanılıyor. Yine bekleyeceğiz, yine göreceğiz...