Tartışma Anayasaya değiştirilemez hükümler koymak doğru mu? (1 Görüntüleyen)

Anayasaya değiştirilemez hükümler koymak, "kurucu neslin gelecek kuşaklara nasihatı" falan olarak mı görüyorsunuz acaba?

Thomas Paine söyler: "Anayasaya değişmez hükümler koymak, ölülerin dirilere hükmetmesidir."

Nasıl yaşayacaklarına bırakalım da diriler karar versin...

Erdem kalıtsal değildir... Hayat dinamik ve akıyor,
Thomas Paine "Gelecek nesiller için plan yaparken, erdemin kalıtsal olmadığını hatırlamamız gerekir." diyor

Yanlış olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa?

Mesela baskent ankara degilde misal istanbul yada izmir olsa gelecek acisindan nasil olumsuz bir sonuca neden olur ?

Olmayabilir' Alıntı:

Mesela baskent ankara degilde misal istanbul yada izmir olsa gelecek acisindan nasil olumsuz bir sonuca neden olur ?

Genişletmek için tıkla ...

Bunun herhangi bir sorun teşkil edeceğini bende zannetmiyorum lakin bazı değiştirilemez meddeler vardır. Ama bunlar haricinde esneklik sağlanabilecek durumlar illaki olabilir

@Respect herkesin düşünce dünyası hayata bakış açısı farklıdır.

Hiç bir ülkenin kanunu bana göre değişmez ilkeler barındıramaz. Kanunların değişip değişmeyeceğine Meclis yada vatandaş karar verir. Değişmez kanunlar despotizimdir, hayatın dinamizmine kanun kuralarda ayak uydurmalı. 1982 darbe anayasasına kadar değişmezlik ilkesi yoktu. Ne olduda 1982 den bu yana ilk 4 madde kutsal hala geldi. Benim için insanın yönettiği hiç bir yerde kutsal yoktur. Hayat değişiyorsa yasalarda buna ayak uydurmalı.
Ben darbe anayasasının dayattığı ve değiştirelemez dediği hiç bir şeyi kabul etmiyorum. Halk isterse herşey değişir...

Qasem' Alıntı:

@Respect herkesin düşünce dünyası hayata bakış açısı farklıdır.

Hiç bir ülkenin kanunu bana göre değişmez ilkeler barındıramaz. Kanunların değişip değişmeyeceğine Meclis yada vatandaş karar verir. Değişmez kanunlar despotizimdir, hayatın dinamizmine kanun kuralarda ayak uydurmalı. 1982 darbe anayasasına kadar değişmezlik ilkesi yoktu. Ne olduda 1982 den bu yana ilk 4 madde kutsal hala geldi. Benim için insanın yönettiği hiç bir yerde kutsal yoktur. Hayat değişiyorsa yasalarda buna ayak uydurmalı.
Ben darbe anayasasının dayattığı ve değiştirelemez dediği hiç bir şeyi kabul etmiyorum. Halk isterse herşey değişir...

Genişletmek için tıkla ...

1982 anayasası darbe anayasasıdır doğru ve içerisinde boşluklar vardır.
Resmi dilini, sınırını, bayrağını, bayrağın şeklini gibi şeyleri değiştiremezsiniz. Bu da öyle halkın insiyatifine birakilacak bir karar değildir. Hele ki Türkiye gibi etnik çeşitliliğin çok olduğu bir ülke de asla olmaz. Değişmesi gereken maddeler vardır ama bir ulus olduğunuzu gösteren maddeler değiştirilemez, bu öyle referanduma gidelim, halka soralım, halk karar versin gibi şeylere bırakılmayacak kadar önemlidir, hatta tartışmaya bile kapalı bir konudur bana göre.

@Respect bu size göre böyle bana göre ise değil.
Ben oldum olası ulus devletlere karşıyım. Halk dediğimiz devleti oluşturan ana unsur değil mi ? Halka değilde kimin insiyatifine bırakılacak ? Devlet dediğiniz kurumu kendi arasında işleri tasnif etsin korusun kollasın diye seçen halktır , halk devlet için değil devlet halk için vardır.
Kendiniz diyorsunuz etnik çeşitliliğin çok olduğu bir ülke diye , ozamannniye tek bir etnik köken diğer tüm etnik unsurlara hükmetsin , devlet hepimizin ortak değeri değil mi ? Sen bir Türk olarak beni bu devlette sığınmacı olarak mı görüyorsun? Benim Zaza doğmam senin Türk doğman senin tercihin mi ?
Resmî dil yerine ortak dil kullanıp her ulusun kendini kültürünü dilini öğrenmesi ve bu alanda öğrenim görmesi ne gibi bir tehlike. Bayrağa gelirsek ozaman size göre kurucu kadrolar hain zira onlar bir bayrağı değiştirdiler hemde korumakla yükümlü oldukları devletin

Qasem' Alıntı:

@Respect bu size göre böyle bana göre ise değil.
Ben oldum olası ulus devletlere karşıyım. Halk dediğimiz devleti oluşturan ana unsur değil mi ? Halka değilde kimin insiyatifine bırakılacak ? Devlet dediğiniz kurumu kendi arasında işleri tasnif etsin korusun kollasın diye seçen halktır , halk devlet için değil devlet halk için vardır.
Kendiniz diyorsunuz etnik çeşitliliğin çok olduğu bir ülke diye , ozamannniye tek bir etnik köken diğer tüm etnik unsurlara hükmetsin , devlet hepimizin ortak değeri değil mi ? Sen bir Türk olarak beni bu devlette sığınmacı olarak mı görüyorsun? Benim Zaza doğmam senin Türk doğman senin tercihin mi ?
Resmî dil yerine ortak dil kullanıp her ulusun kendini kültürünü dilini öğrenmesi ve bu alanda öğrenim görmesi ne gibi bir tehlike. Bayrağa gelirsek ozaman size göre kurucu kadrolar hain zira onlar bir bayrağı değiştirdiler hemde korumakla yükümlü oldukları devletin

Genişletmek için tıkla ...

Bir ulus devletiniz yoksa eğer tarihin çöplüğüne gömülürsünüz. Elbette ki devlet Halk için vardır ve var olmaya devam edecektir. Ama benim söylediğim bazı kararlar halka bırakılamaz.
Türkiye'de hiçbir etnik köken diğerine üstünlük sağlamıyor, hepsi de kanun önünde eşittir. Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaaidir hepsi. Turgut Özal'ın etnik kimliği farklıydı ama Cumhurbaşkanlığı yaptı, mecliste Ermeni uyruklu vekil var, yine Kürt asıllı vekiller var. Peki bu denklem de hangi sığınmacılıktan yada hangi hükmetmekten bahsedebiliriz. Bu milletin 16 kere devleti yıkılmış ama 17nci kere yine devlet kurmuş, ama bu devlet sadece Türk kokenlilerin devletidir dememiş insanları kucaklamış. Hal böyleyken bir topluluk, bir grup ya da zümre damdan düşer gibi gelicek ya Türkçe olmasın da şöyle olsun, bayrak bu olsun diyecek öyle mi. Ksr bakmayın da bu dediğinizi bütün Türk tarihini yok saymaktir. Türk, Kürt, Zaza, Çerkes, alevi, Sünni, maliki, Hanbeli aklına gelen ne varsa bu ülkenin vatandaşıdir ve eşit haklara sahiptir.
Bayrak diyorsunuz da Türk devleti ve kurucularımız kimsenin bayrağını yok edip yerine yenisini getirmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti Osmanlı Devleti'nin devamıdır ve değişen tek şey rejimdir. Kullandığımız bayrakta zaten Osmanlı Devletinin kullandığı bayraktır zaten. İsterseniz 19 Kasım 1914 yılında Cihat ilan eden Osmanlı Devletinin kullandığı bayrağa bakabilirsiniz neymiş. Konuyu çok farklı bir mecraya sürüklüyorsunuz ve kabalık olarak algılamayın ama mesajinizin bir bölümünde mağdur edebiyatı yapıyorsunuz.

@Respect mağdur edebiyatı mı ?
Mağdur edebiyatı olarak gördüğünüz cümleler hangisiymiş merak ettim doğrusu. Konuyu farklı bir mecraya çekmedim tam olarak konuşulması gerekenlere değindim.
Dediklerinizi Cımhuriyet tarihinin tamamı red ediyor. İlk meclis açılış konuşması ile ikinci meclis konuşması arasında dağlar kadar fark var. Fıransız ihtilali öncesi ulus devletler mi vardı ?
Daha düne kadar Türklük üzerine ana içilmeden okula bile almıyorlardı. Kürtlerin yaşadığı bölgelere dağlara ne mutlu türküm diyene diye kazıtan yazan benmiydim . Açılıma kadar neredeyse Kürtçe heryerde yasaktı…
Bakınız gerçekçi olmak lazım. Türkiye Cıhuriyeti Osmanlı’nın devamı değil ve sadece konu bir rejim değişikliğide değildir. Yeni devleti kuranlar bile bunu böyle söylerken Osmanlı’nın devamı olduğunu nereden çıkarıyorsunuz. Ben Osmanlı aşığı biride değilim ama tarihi çapraz konuşmak gerek. Kürt kökenlilerin Başkanlık yapması yada mecliste olunması Çok uluslu devlet yapısının benimsendiği anlamına gelmez . Meclis yemininine baktınız mı ?
Ulus devlet anlayışı bana ters , değişmez kanunlarda bana ters , yeri gelir bir devlet daha yıkılır yerine yenisi inşaa edilir ve buna TC bim devamı da denilmez. Şartlar ne gerektiriyorsa halk nasıl yönetilmek istiyorsa o yapılır . Halka rağmen halk için ilkesi istiklal mahkemelerini ve Katliamları beraberinde getirmiştir …
Bakınız halk istediği için şuna bu kokuşmuş akp ye tahammül ediyoruz darbe ise halka rağmen halk için kalkışması paradigmasıdır..

Bana göre yanlış
Yeri gelir sadece bayrak değil gerekirse devlet bile değişir. Hilal ile ayyıldızlı tam hilali birbirine karıştırmayın , yeni devlet yeni bayrak var ortada

@Qasem yigidi oldur hakkini ver andimiz olayi ve kurtcenin ozgurce konusulmasi konusunda

Bu ülkede 1923 yılında anayasadan islam ibaresi kaldırıldı ALLAH'ın hükümleri yok sayıldı değiştirildi anasaya her zaman değiştirilir insanoğlu kusurludur getirdiği kanunlarda kusurludur haşa ALLAH'tan daha iyimi bilicekler bu konuda anayasanın kesinlikle değiştirilip tekrardan ALLAH'ın hükümleri konulması gerekiyor

Mâide Suresi 44. Ayet​

Şüphesiz ki Tevrat’ı biz indirdik. Onun içinde hidayet ve nur vardır. (Allah’a hakkıyla) teslim olmuş olan nebiler o Kitap’la Yahudi olan kimselere hükmeder. Rabbaniler ve din bilginleri Kitab’ı korumakla görevli olduklarından ve Kitab’ın şahitleri olduklarından (insanlar arasında Kitap’la) hükmederler. (Öyleyse) insanlardan korkmayın. (Yalnızca) benden korkun! Ayetlerimi az bir paha karşılığında satmayın. Her kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse onlar kâfirlerin ta kendileridir. (5/Mâide, 44)
Allah’ın (cc) indirdiği Kitaplara imanın gereği olarak, yönetici makamında olanların ve insanları yönlendiren âlimlerin Kitap’la hükmetmesi gerekir. Kitap’la hükmetmeyi terk etmek, imanı bozmak olduğundan Allah (cc), böylelerine “kâfir” demiştir.

Günümüz insanı Kitab’ın bazı hükümlerini terk etmekle kalmamış, Kitab’ın tamamını terk edip onun yerine kendi koydukları yasaları yerleştirmişlerdir. Sadece küfre girmekle yetinmemiş, Allah’ın (cc) en belirgin sıfatı olan kanun yapma yetkisini kendilerinde görerek tağutlaşmışlardır.

Ama kalkıp bu insanoğlu ölünün getirdiği ecnebi absürd kanunları hala kutsal sayıyor

Kanunlara bakalım

Laiklik : Din ve devlet ilişkisini düzenleyen hukuksal/siyasal bir ilke ve sistem olarak 1789 yılında ilk fransada ortaya çıkmıştır 5 şubat 1937 yılında ise bu ülkeye getirilmiştir kimseye sorulmadan halka bile sormadılar.


Alfabe : 1928 yılında değiştirildi islam harflerini bırakıp latin yunan alfabesine geçildi

Medeni kanun : 1907 yılında Eugen huben tafafından yazılmış 1912 de yürülüğe girmiştir 1926 yılında ufak tefek değiştirilip türkiyede yürülüğe girmiştir ne kadar üzücü %80 müslüman olan halkın medeni kanunu isviçreye ait ne kadar acınası

Şapka kanunu : 1850 Yılında Thomas William Coke isimli bir ingiliz tarafından tasarlanmıştır türkiye'de 25 kasım 1925 yılında mecliste kabul edildi 28 kasım 1925 yılında ise resmi gazetede yayınlanarak yürülüğe girdi.

Ticaret Kanunu : Almanyada 1897 de oluşturuldu türkiyeye 6762 sayılı türk ticaret kanunu prof dr. hirsch tarafından hazırlanarak 29.06.1956 tarihinde kabul edilmiş 01.01.1957 tarihinde yürülüğe girmiştir.

Prof.Dr. Hirsch kimdir Ernst Eduard Hirsch (20 Ocak 1902; Friedberg (Hessen) – 29 Mart 1985; Königsfeld im Schwarzwald), Yahudi kökenli Alman-Türk hukuk profesörüdür.

Ceza Kanunu : Türk ceza kanunu 1926 yılında 1889 tarihli italyan zanerdelli yasası esas alınarak hazırlanarak TBMM'de kabul edilen ceza kanunudur .

Şimdi gördünüzmü ne durumdayız bu anayasa değiştirilcek kan dökülse bile bu halkı yıllardır bu kanunlarla ezdiler özgürlükleri elinden alındı

Dediğim gibi ALLAH'ın hükümleri varken neden kusurlu islam düşmanı olan birisinin kanunlarıyla yaşamaya çalışayım benim için tek kanun şeriattır

Şeriatta zekat var zenginden alır fakire verir laiklikte faiz var fakirden alır zengine verir.

Saygılarımla.