kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Allah’ın Razı Olduğu Kul Olmak
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ben insanları ve cinleri ancak Bana kulluk etsinler, diye yarattım!” (Zâriyât, 56
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kuvvetli mü’min, (Allah katında) zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sen, sana yararlı
olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’dan yardım dile ve asla acz gösterme. Başına bir şey gelirse, “şöyle yapsaydım, böyle olurdu” diye hayıflanıp
durma. “Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar” de. Zira “eğer şöyle yapsaydım” sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” (Müslim, Kader 34. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 10.)
Cenâb-ı Hak, bizlere meccânen sonsuz nimetler bahşetmiş; «Sayamazsınız!» buyurmuştur. Mukabilinde bizden tek arzusu, güzel bir kul olmamız,
onun sonsuz nimetlerine nankörlük etmememiz. Üstelik O’nun bu arzusu da, hakikatte kendi ihtiyacı için değil yine bizlere olan merhametinden
dolayı bizim ihtiyaç ve istifademiz, neticede Âdem (as)’ın yaratıldığı cennet nimetlerine nâil olabilmemiz içindir.
Bu çerçevede;
Kulluk; hamd, şükür ve zikir ile nefeslerimizin yıkanması ve her ahvâlde Allah rızâsının aranmasıdır.
Kulluk, hayatın med-cezirleri içinde Hâlık’a teslimiyettir.
Kulluk, gönül âlemimizin nûranîleşmesi, irfanı elde edebilme neticesinde nimetleri idraktir.
Kulluk, dünya ve ukbâ hayatımızın saadet, huzur ve sürûrudur…
Kulluk, Hakk’a mîrac etmeye en büyük fırsat ve insanoğluna verilen en büyük saltanattır. İnsanın, kulluktan daha büyük bir saltanatı hiçbir zaman
olmamıştır. Bu bakımdan Efendimiz (sav), «Kul Peygamber» olarak enbiyâ sultanı olmuştur.
Hz. Mevlânâ, kulluk hususunda ayrı bir şevk ve heyecan ile Cenâb-ı Hakk’a şöyle iltica eder:
“Ben kul oldum, kul oldum, kul oldum…”
“Ben âciz kul, kulluğumu îfâ edemediğimden utandım. Ve ben başımı önüme eğdim…”
“Her köle âzad edilince sevinir. İlâhî! Ben ise, Sana kul-köle olduğum için sevindim…” (Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Yay. İhlâs ve Takvâ)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muhsî:
Sonsuz ilmi ile her şeyi kuşatan ve mülkündeki her şeyin sayısını bilen, her yapılanı bir bir sayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Yâ Rabbî, kul olarak yarattın, kul olarak yaşat, huzuruna Müslüman bir kul olarak gelebilmeyi nasip eyle! Kulluk mekânı olan mescidleri, hem zahirî
hem de mânevî olarak ihya ve îmar etmeye muvaffak eyle! Neslimizi; ezan, Kur’ân, îman, vatan ve bayrağından ayırma! Âmin!..
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Ben insanları ve cinleri ancak Bana kulluk etsinler, diye yarattım!” (Zâriyât, 56
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Kuvvetli mü’min, (Allah katında) zayıf mü’minden daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sen, sana yararlı
olan şeyi elde etmeye çalış. Allah’dan yardım dile ve asla acz gösterme. Başına bir şey gelirse, “şöyle yapsaydım, böyle olurdu” diye hayıflanıp
durma. “Allah’ın takdiri bu, O, ne dilerse yapar” de. Zira “eğer şöyle yapsaydım” sözü şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar.” (Müslim, Kader 34. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 10.)
Cenâb-ı Hak, bizlere meccânen sonsuz nimetler bahşetmiş; «Sayamazsınız!» buyurmuştur. Mukabilinde bizden tek arzusu, güzel bir kul olmamız,
onun sonsuz nimetlerine nankörlük etmememiz. Üstelik O’nun bu arzusu da, hakikatte kendi ihtiyacı için değil yine bizlere olan merhametinden
dolayı bizim ihtiyaç ve istifademiz, neticede Âdem (as)’ın yaratıldığı cennet nimetlerine nâil olabilmemiz içindir.
Bu çerçevede;
Kulluk; hamd, şükür ve zikir ile nefeslerimizin yıkanması ve her ahvâlde Allah rızâsının aranmasıdır.
Kulluk, hayatın med-cezirleri içinde Hâlık’a teslimiyettir.
Kulluk, gönül âlemimizin nûranîleşmesi, irfanı elde edebilme neticesinde nimetleri idraktir.
Kulluk, dünya ve ukbâ hayatımızın saadet, huzur ve sürûrudur…
Kulluk, Hakk’a mîrac etmeye en büyük fırsat ve insanoğluna verilen en büyük saltanattır. İnsanın, kulluktan daha büyük bir saltanatı hiçbir zaman
olmamıştır. Bu bakımdan Efendimiz (sav), «Kul Peygamber» olarak enbiyâ sultanı olmuştur.
Hz. Mevlânâ, kulluk hususunda ayrı bir şevk ve heyecan ile Cenâb-ı Hakk’a şöyle iltica eder:
“Ben kul oldum, kul oldum, kul oldum…”
“Ben âciz kul, kulluğumu îfâ edemediğimden utandım. Ve ben başımı önüme eğdim…”
“Her köle âzad edilince sevinir. İlâhî! Ben ise, Sana kul-köle olduğum için sevindim…” (Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Yay. İhlâs ve Takvâ)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muhsî:
Sonsuz ilmi ile her şeyi kuşatan ve mülkündeki her şeyin sayısını bilen, her yapılanı bir bir sayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Yâ Rabbî, kul olarak yarattın, kul olarak yaşat, huzuruna Müslüman bir kul olarak gelebilmeyi nasip eyle! Kulluk mekânı olan mescidleri, hem zahirî
hem de mânevî olarak ihya ve îmar etmeye muvaffak eyle! Neslimizi; ezan, Kur’ân, îman, vatan ve bayrağından ayırma! Âmin!..