kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Ahlâkî Davranış
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
"Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz." (Nahl, 97)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Kıyamet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen
kimseden nefret eder." (Tirmizî, Birr 61)
İnsanlık tarihi, peygamberlerin eşsiz güzellikteki nice ahlâkî davranış tezâhürleriyle doludur. Bunun en güzel misallerinden birisi şüphesiz Hz.Yusuf
(as)’dır. O, âyet-i kerîmede buyurulduğu üzere kendisine açık bir şekilde zulmetmiş olan kardeşlerine;
“Bugün size başa kakma ve ayıplama yoktur, Allah sizi affetsin! O merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yûsuf, 92) diyerek, affedebilmenin kâbına varılmaz bir misâlini sergilemiştir.
Bu itibarla Peygamber Efendimiz (sav);
“Mü’minlerin îman cihetinden en mükemmeli, ahlâken en güzel olanıdır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 250) şeklindeki beyanlarıyla, ahlâkın, îmânın
meyvesi ve kemâlinin alâmeti olduğuna işaret buyurmuşlardır. Allah dostları da, işte bu Muhammedî ahlâk ile ahlâklanan mâneviyat rehberleridir.
Ebû Muhammed Cerîrî;
“Tasavvuf, güzel ahlâkı benimsemek ve kötü ahlâktan sıyrılmaktır.” derken yine bu hakikate işaret etmiştir.
Dolayısıyla güzel bir kul olmak isteyen herkes, öncelikle nefsini dâimâ hesaba çekmeli, kendisinde hangi kötü ahlâk varsa bunların herbirini tedricî
bir sûrette terk etmeye azmedip tevbe etmelidir. Daha sonra da bu kötü huyların tersi ve mukabili olan güzel ahlâk ile ahlâklanmaya çalışmalıdır.
Meselâ kibre mağlûp biriyse, tevâzû ve mahviyete bürünmelidir. Kin ve hasetle mâlûl biriyse, mü’min kardeşlerini kendisinden üstün görüp, onların
kusurlarından önce kendi kusurlarıyla meşgul olmalıdır.
Mü’minin mü’min için bir ayna olduğunu, kötü gözle baktığında kötülükler; iyi gözle baktığında ise güzellikler göreceğini düşünmeli ve nefsini
mü’minlerin güzel yönleriyle meşgul etmelidir. (Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Ekim-2005)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Celil:
Azamet sahibi, celâlet ve ululuk sahibi demektir.
Kısa Günün Kârı
Dünyada yapılan işer âhirette değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Âhirette en değerli ve en geçerli amel, güzel âhlak olacaktır. Yaptığı kötü,
konuştuğu çirkin olan kimseler, Allah Teâlâ'nın en sevmediği, en fazla gazap ettiği insanlardır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
"Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz." (Nahl, 97)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
"Kıyamet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen
kimseden nefret eder." (Tirmizî, Birr 61)
İnsanlık tarihi, peygamberlerin eşsiz güzellikteki nice ahlâkî davranış tezâhürleriyle doludur. Bunun en güzel misallerinden birisi şüphesiz Hz.Yusuf
(as)’dır. O, âyet-i kerîmede buyurulduğu üzere kendisine açık bir şekilde zulmetmiş olan kardeşlerine;
“Bugün size başa kakma ve ayıplama yoktur, Allah sizi affetsin! O merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yûsuf, 92) diyerek, affedebilmenin kâbına varılmaz bir misâlini sergilemiştir.
Bu itibarla Peygamber Efendimiz (sav);
“Mü’minlerin îman cihetinden en mükemmeli, ahlâken en güzel olanıdır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 250) şeklindeki beyanlarıyla, ahlâkın, îmânın
meyvesi ve kemâlinin alâmeti olduğuna işaret buyurmuşlardır. Allah dostları da, işte bu Muhammedî ahlâk ile ahlâklanan mâneviyat rehberleridir.
Ebû Muhammed Cerîrî;
“Tasavvuf, güzel ahlâkı benimsemek ve kötü ahlâktan sıyrılmaktır.” derken yine bu hakikate işaret etmiştir.
Dolayısıyla güzel bir kul olmak isteyen herkes, öncelikle nefsini dâimâ hesaba çekmeli, kendisinde hangi kötü ahlâk varsa bunların herbirini tedricî
bir sûrette terk etmeye azmedip tevbe etmelidir. Daha sonra da bu kötü huyların tersi ve mukabili olan güzel ahlâk ile ahlâklanmaya çalışmalıdır.
Meselâ kibre mağlûp biriyse, tevâzû ve mahviyete bürünmelidir. Kin ve hasetle mâlûl biriyse, mü’min kardeşlerini kendisinden üstün görüp, onların
kusurlarından önce kendi kusurlarıyla meşgul olmalıdır.
Mü’minin mü’min için bir ayna olduğunu, kötü gözle baktığında kötülükler; iyi gözle baktığında ise güzellikler göreceğini düşünmeli ve nefsini
mü’minlerin güzel yönleriyle meşgul etmelidir. (Osman Nûri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Ekim-2005)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Celil:
Azamet sahibi, celâlet ve ululuk sahibi demektir.
Kısa Günün Kârı
Dünyada yapılan işer âhirette değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Âhirette en değerli ve en geçerli amel, güzel âhlak olacaktır. Yaptığı kötü,
konuştuğu çirkin olan kimseler, Allah Teâlâ'nın en sevmediği, en fazla gazap ettiği insanlardır.