BaRoN
BaRoN
- Katılım
- 16 Tem 2020
- Mesajlar
- 1,205
- Tepkime puanı
- 2,665
- Puanları
- 113
- Yaş
- 48
- Konum
- istanbul
- Burç
- Koç
- Meslek
- kimya
- Memleket
- Amasya
- Cinsiyet
- Takım
[TBR]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/Adana3.md.jpg[/TBR]
Adana, Türkiye'nin en kalabalık altıncı şehridir. 2018 yılı verilerine göre, 2.220.125 nüfusa sahiptir. 4'ü anakent ilçesi (Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam) olmak üzere toplam 15 İlçesi ve belediyesi vardır. Bu ilçelerde 831 mahalle bulunmaktadır.
Türkiye'deki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir. Maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.
Adana'nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova'nın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.
Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının Adanya URU adlı şehrinin isminden türemiştir. Başka iddialar ise ismin; Mısır'dan gelip Yunan şehri Argos'a yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus'la ilgili olduğu şeklindedir. Danaja adındaki bir ülkeyle bağlantılı olan erken Mısır metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III (MÖ 1390-1352)'dan kalan yazıtlardır. Miken Uygarlığı'nın çöküşünden (MÖ 1200) sonra Ege'deki bazı mülteciler Kilikya sahillerine gitmişlerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarlığı sırasında MÖ 1191 yılında Mısır'a saldıran bir grup denizci olarak tanımlanır. Denyen ise Adana şehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrıca söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarında yaşayan insanlar) (İskitli göçmenler) ve Rigveda (Danavas)'da yaşayan iblisler ile bir bağlantısı olması mümkündür.
Homeros'un İlyada'sında şehir Adana olarak anılır. Helenistik dönemde Kilikya'daki Antiohya (Modern Yunanca: Ἀντιόχεια τῆς Κιλικίας) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: Ἀντιόχεια ἡ πρὸς Σάρον; "Sarus üzerindeki Antiohya") olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adana'yı geçici olarak Quwê olarak tanımlamışlardır (çünkü çivi yazısı kitabelerinde o şekilde belirtilmiştir). İsim bazı kaynaklarda aynı zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-ı Mukaddes'te belirtilen Kral Süleyman'ın atlarını temin ettiği yer olduğu yönünde yaklaşımlar bulunmaktadır. Şehrin Ermenice ismi Ատանա Atana ya da Ադանա Adana 'dır.
Bir antik Grek-Roman efsanesi'ne göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakınlarında bir yere gelip Adana'yı kuran Uranus'un iki oğlu Adanus ve Sarus'tan almaktadır. Şehrin ismine ilişkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafından ormanın yakınlarında yaşadığına inanılan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrısı Adad'ın ismi bu bölgeye verilmiştir. Bu savı kanıtlayan Hititlilerin isimleri ve el yazmaları o bölgede bulunmuştur. Bu teori Gökgürültüsü Tanrısı'nın çok fazla yağmur getirmesi ve bu yağmurun bölgeye büyük bir bolluk sağlamasından beridir devam eder. Bu tanrı yörenin sakinleri tarafından sevilir ve saygı duyulurdu. Onun şerefine, söz konusu bölge "Uru Adaniyya;" diğer bir deyişle "Adana Bölgesi" olarak anılmaya başlanmıştır.
Ali Cevad'ın 'Memalik-i Osmaniye Coğrafya Lügatı'na göre ise Adana'da yaşayan İslamlar, Adana ismini, Harun Reşid'in vali nasb ettiği Ebu Süleym Ezeni'ye nisbet etmektedir. Aynı kitaptaki bilgilere göre yerleşik Rumlar, Adanus Sarus adlı iki kardeşin adını öne çıkarırlar.
[KRSAG=Adananın Konumu]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana8f7cca37679c72cc.md.jpg[/KRSAG]
Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 36°30-38°25 kuzey enlemleri ile 34°48-36°41 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen Çukurova'ya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdeniz'in kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağları'nın güneydoğusu boyunca uzanır.
Adana'dan Çukurova'nın batısındaki Tarsus'a giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 m'lik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazı'ndan geçer ve İç Anadolu Bölgesi düzlüklerine doğru devam eder.
Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak Çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır.
Adana kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 km'yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 km2’dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir.
Adana, Orta Toroslar’ın bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyayla’ya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Toroslar’ın bu bölümünde İç Anadolu Bölgesi’ni güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur.
Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise Çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile Çukurova’yı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme "Aşağı Ova" kuzeyde kalan bölüme ise "Yukarı Ova" denir.
İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adana’nın en önemli akarsularıdır.
Adana, tipik Akdeniz iklimine sahiptir. Kışları ılık ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. En yüksek sıcaklık 12 Haziran 2012'de nemle birlikte 53,0 °C, nemsiz 46 °C olarak ölçülmüştür. En düşük sıcaklıksa 28 Ocak 2012'de −6 °C olarak kayıtlara geçmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1893 yılında yapılan nüfus sayımı sonucuna göre Adana merkezin nüfusu 70.702 kişidir. Bunun %82'sini Türkler, %14'ünü Ermeniler, %2'sini Rumlar ve %2'sini Katolik oluşturmaktaydı.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen yardımlar ve başlayan endüstriyel yatırımlar ile büyüme sürecine giren Adana'nın merkez nüfusu, 2016 yılı TÜİK verilerine göre 2.201.670 kişiye ulaşmıştır.
Adana il nüfusu: 2.220.125'dir (2018 sonu). İlin yüzölçümü 13.844 km2'dir. İlde km2'ye 160 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 1787 kişi ile Seyhan’dır) İlde yıllık nüfus artış oranı %0,16 olmuştur.
2018 yılında TÜİK verilerine göre 15 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 831 mahalle bulunmaktadır.
[KRSAG=Adananın Beyaz Altını Pamuk]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-pamuk4552ae3ca63b7e6e.md.jpg[/KRSAG]
Adana, ilk sanayileşen şehirlerden biri olmuştur. Seyhan Barajı'nın inşasıyla ve tarım tekniklerindeki gelişimlerle beraber 1950'li yıllarda tarımsal verimde büyük gelişmeler yaşanmıştır.
Adana; pamuk, buğday, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin büyük miktarlarda üretildiği Çukurova tarım bölgesinin pazarlama ve dağıtım merkezidir. Türkiye'de mısır ve soya fasulyesinin yarısı Adana'da üretilmektedir. Türkiye'deki yerfıstığının %34'ü ve portakalın %29'u Adana'da yetiştirilmektedir. Bölgedeki çiftçilik ve tarım kaynaklı şirketlerin çoğu genel müdürlüklerini Adana'da açmıştır.
Tekstil ve deri sanayi Adana'nın üretiminin %29'unu oluşturan büyük sanayi kollarıdır ve bitkisel yağ ile işlenmiş yiyecek üreten tesisler de sayıca fazladır. 2008 itibarıyla Adana'da Türkiye'de en üst sıralarda yer alan 500 sanayi firmasının 11'ine ev sahipliği yapar. Otomotiv sanayide Adana'nın en büyük firması olan Temsa'nın 2.500'den fazla çalışana sahip olup yıllık 4.000 otobüs üretmektedir. Marsan-Adana, Türkiye'deki en büyük margarin ve bitkisel yağ fabrikasıdır. Advansa Sasa, 2.650 kişiye istihdam sağlamakta olup Avrupa'nın en büyük polyester üreticisidir. Adana Organize Sanayi Bölgesi'nin 1,225 hektar alan üzerine kuruludur ve küçük-orta ölçekli 300 civarı tesise ev sahipliği yapmaktadır.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, fuarlara, iş konferanslarına ev sahipliği yapar ve şu anda Çukurova'daki işletmeler için temel buluşma noktasıdır. Akademi yönelik 2000 kişilik Kültür ve Kongre Merkezi, 2010 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılmıştır. Adana HiltonSA, Seyhan ve Sürmeli otelleri şehrin 5 yıldızlı otelleridir. Sheraton ve Türkmen Otel'i nehrin doğu yakasında, Ramada Otel ise şehrin merkezindedir.
Adana'da medya ulusal ve yerel acenteler aracılığıyla yürütülmektedir. 1918'de yayınlanmaya başlanan Yeni Adana, Adana'nın en eski gazetelerinden olup hâlâ yayın hayatına devam etmektedir. Ekspres, Toros ve Bölge gazeteleri hem Adana'da hem de Çukurova'da hizmet veren diğer yerel gazetelerdir. Çukurova TV, Adana'daki en büyük yayın şirketidir. Kanal A, Akdeniz TV ve Kent TV diğer büyük yayın şirketleridir. Birçok ulusal gazetenin bölgesel yayımcılık merkezi Adana'da bulunmaktadır. Hürriyet gazetesinin eki Hürriyet Çukurova 48.000 tiraja sahip en popüler bölgesel gazetedir.
Turizm endüstrisi Seyhan Nehri'nin her iki yakasına ve şehir merkezine inşa edilmekte olan birçok otelle beraber gelişmektedir. Ceyhan ve Yumurtalık ilçelerinin sahil bölgelerinin Enerji merkezli Sanayi Bölgeleri olarak kabul edilmesi Adana'yı otel inşası konusunda cazip bir noktaya taşımıştır. 4200 misafir kapasiteli 29 otel iki yıl içinde ikiye katlanacaktır; otel yataklarının toplam sayısı 8400'e yükselmektedir. Şu anda şehrin 5 yıldızlı otelleri olan Hilton, Sheraton, Seyhan, Sürmeli, şehrin batı ucundaki Anemon otelleri şu anda inşa halinde olan Türkmen, şehir merkezindeki Ramada ve Divan otelleri tarafından
Ticaret
Güney Türkiye'deki önde gelen ticari merkezlerden biri olan şehir birçok şirketin ve kamu kuruluşunun bölgesel müdürlüklerine ev sahipliği yapmaktadır. TÜYAP Sergisi ve Kongre Merkezi fuarlar ve iş konferanslarına ev sahipliği yapmakla birlikte şu anda Çukurova'daki iş meseleleri konusunda ana buluşma noktasıdır. Akademiye yönelik 2000 koltuklu Alper Akınoğlu Kongre Merkezi 2012 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılması beklenmektedir.
Adana Ticaret Odası (ATO) 1894 yılında pamuk ticaretine rehberlik etmek ve düzenlemek için kurulmuş olup Türkiye'deki ilk ticaret odalarından biridir. Günümüzde bu ticaret odası 25,000'den fazla şirket üyesi, ve buna ek olarak iş hisseleri ve onlar adına destekçilere sahiptir. Adana Ticaret Borsası, 1913'te kurulmuş olup tarım ürünlerinin çiftlik hayvanlarının ticaretini güvenli ve açık bir biçimde düzenlemekle sorumludur. Borsanın şu anda 1350 üyesi vardır ve Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nun karşısında bulunmaktadır. 24 Nisan 2014 tarihinde CumhurBaşkanı Abdullah Gül'ün, Adana-Ceyhan istikameti, D 400 karayolu üzeri 11. km'de, temelini attıkları 72.000 M2'lik alanda yaptıkları yeni yerlerine 18 ay sonra taşınacaklardır.
Alüvyonların getirdiği verimli toprakları nedeniyle senelerdir bir cazibe merkezi olan, ülkenin en verimli ovalarından Çukurova'da buğday, ayçiçeği, zeytin, nar, mısır, narenciye (portakal, turunç, mandalina ve limon), muz, kivi, baklagiller, şekerkamışı, patates, domates, biber, marul, lahana, soğan, pirinç, soya, pamuk, üzüm, yerfıstığı, bakla, börülce, fasulye, hıyar, badem, karpuz, kavun, yenidünya gibi birçok ürün üretilmektedir.Ama bu ürünlerin en önemlisi pamuktur. Üretim klasik sulama sistemlerinden, yağmurlama (damla sulama) teknolojisine geçilmektedir.
Tarım ile birlikte hayvancılık da coğrafi koşulların imkân vermesiye Adana ekonomisine ülke ekonomisinin ortalamasının üstünde katkı sağlamaktadır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanı sıra, Akdeniz'e kıyısı bulunan Adana'nın ilçeleri Yumurtalık ve Karataş'ta deniz mahsülleri üretimi de önemli bir yer tutmaktadır.
Adana ili genelinde hayvan mevcudu ilin coğrafi durumu, iklim şartları ve tarımsal karakterine göre değişiklik göstermektedir. Ova kısımlarında tüm alanlar ekime ayrıldığından daha çok ahır hayvancılığı yapılmaktadır. Şehir merkezine yakın yerlerde besi hayvancılığı ve tavukçuluk, dağlık ve ormanlık yerlerde ise koyun ve keçi beslenmektedir.
Adana’dan komşu il ve ülkelere her zaman hayvan sevkiyatı yapılmaktadır. Bunun yanında %80 oranında Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden canlı hayvan ve ürünlerinin girişi yapılmaktadır. Özellikle kurban bayramı döneminde bu oranın arttığı görülmektedir. Kaçak girişlerin engellenememesi sağlıklı değerlere ulaşılmasını zorlaştırmaktadır.
Metalik madenler içinde krom, demir ve manganez, kurşun, çinko, enerji hammaddelerinden kömür ve endüstriyel hammadde kaynaklarından kuvars ve kuvarsit, kil, barit, kireçtaşı ve kum agregası ve pomza bu zenginliklerin başında gelmektedir.
Krom madenciliğinde Türkiye genelinde 4. bölgeyi oluşturan Adana ili, komşu olduğu Mersin ve Hatay limanlan sayesinde önemli ihraç potansiyeline sahiptir.
Bugüne kadar maden ürünleri içinde Adana'ya en fazla döviz kazandıran kromitin son yıllarda düşen fiyatları sebebiyle şu anda durma noktasında görünmesine rağmen, yakın gelecekte kromit madenciliğinde bir canlanma beklenmektedir.
İl içindeki ikinci derecede öneme sahip demir ve manganez de özellikle İsdemir için üretilmektedir. Son yıllarda yanlış politikalar yüzünden ithal cevhere yönelen İsdemir'in yerli cevhere gereken önemi vermesi kaçınılmaz olup, bu sektörde canlanma olacağı beklenmektedir.
Tufanbeyli ilçe sınırları içinde yer alan ve termik santral kurmaya uygun 300 milyon tondan daha büyük bir rezerve sahip ortalama 1100-1300 kcal/kg'lık linyit yatakları ihale aşamasındadır. Adana ili için yine önemli miktarda kuvars kumu ve kuvarsit yatakları bulunmuş olup, Mersin'deki Anadolu Cam Sanayi, İzocam gibi sanayi kuruluşlarına uzun süreli potansiyel yaratmaktadır.
Aynı şekilde kırmataş teknolojisine uygun çok fazla kireçtaşı ve beton agreası bulunan Adana'da çok iyi kalitede olmasa da ihtiyaçları fazlasıyla karşılayacak kil yatakları da mevcuttur. Adana il sınırları içinde Türkiye rezervinin %7,4'ünü oluşturan pomza yatakları da geleceğe yönelik önemli bir hammaddedir.
Sonuç olarak 21. yüzyıla girerken Adana madencilik sektöründe de iddialı olabilecek ve ülke ekonomisine katkılar sağlayacak potansiyele sahiptir. Enerji açığını kapatmak amacıyla çevre dostu domestik yakıt üretimine elverişli kaliteli kömür ithalatı da Adana il sınırları içerisindeki Toros Gübre ve Kimya Sanayi limanından gerçekleştirilmektedir.
[KRSAG=Adana 1921]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-1921873c29b6aaae424b.md.jpg[/KRSAG]
Adana'nın tarihçesi 3.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik Çağ'a değin uzanan insan yerleşkelerini gün yüzüne çıkarmıştır. Arkeologların taş bir duvar ve bir şehir merkezi buldukları Tepebağ Höyüğü Neolitik Çağ'da inşa edilmiştir ve Çukurova bölgesindeki en eski şehir olarak düşünülmektedir. Adana isminde bir yer Sümer destanlarından biri olan Gılgamış Destanı'nda söz edilmektedir; ancak bu çalışmanın coğrafyası sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muğlaktır.
Hattuşaş (Boğazkale)'de bulunan Hitit Kava yazıtlarına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarında Hititlilerin koruması altında Adana'yı yöneten ilk krallıktı. Aynı zamanda şehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anılırdı. MÖ 1191-1189'a rastlayan yıllarda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan batı kaynaklı akınlar ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur, akabininde de Asurlular, MÖ 9. yüzyıl; Persler, MÖ 6. yüzyılda MÖ 333'te Büyük İskender; Selevkoslar; Kilikya korsanları; Romalı devletadamı Pompey; ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuşlardır.
Adana'nın tarihçesi özü itibarıyla Tarsus'un tarihçesiyle bir bağlantısı vardır; Seyhan Nehri'ne komşu olan bu iki şehrin konumu nehir tarafından değiştirildiğinden bu şehirler sıklıkla aynı kent olarak anılır ve ismi de asırların seyrine göre değişmiştir. Romalılar döneminde Adana'nın göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu sıralarda bölgenin metropolü konumunda Tarsus bulunmaktaydı. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise şehir Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra şehirde doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulmuştur. MS 395'te Roma İmparatorluğu'nun kesin çöküşünün ardından bölge Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Julianus'un hükümdarlığı zamanında gelişmişti. Büyük köprülerin, yolların, hükümet binalarının, sulama ve fidanlıkların inşasıyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve gelişkin ticaret merkezi haline gelmiştir. Özellikle Kilikyalılar devrinde Ayas (bugünkü adıyla Yumurtalık) ve Kozan (eski adıyla Sis) bölgedeki diğer büyük şehir ve yönetim merkezleriydi.
Adana tarih boyunca sırasıyla Luvi Krallığı (MÖ 1900), Arzava Krallığı (MÖ 1500-1333), Hitit İmparatorluğu (MÖ 1900-1200), Asurlular (713-663 BC), Pers İmparatorluğu (MÖ 550-333), Helen Antik Yunan Uygarlığı (MÖ 333-323), Selevkos İmparatorluğu (MÖ 312-133), Kilikya Prensliği (178-112), Romalılar (MÖ 112 -395), Bizans İmparatorluğu (395-638; 964-1071), Abbasiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Memlükler, Ramazanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye'nin egemenliği altına girmiştir.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasında verimli sulak arazide kurulu Adana'nın tarihi, coğrafi konumu nedeni ile MÖ 6000 yıllarına dek uzanmaktadır. Adana, Antik Kilikya Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden birisidir. Hititler'den Osmanlı'ya, gelmiş geçmiş birçok medeniyetlerin beşiğidir. Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre Gök tanrısı Uranus'un oğlu Adanus 'dan almıştır. Ancak bu konuda başka muhtelif görüşler de ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen MÖ 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden Uru Adania yani Adana bölgesi olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana isminin en az 3640 yıllık bir geçmişi vardır. Bir başka rivayete göre eski çağlarda Seyhan nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince And ağacı olarak tanınması da kente Adana isminin verilmesinde etkili olmuştur. Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına tanrısı Adad (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır. Fenikeliler de bölgeye efendi anlamına gelen tarım ve bitki tanrısı Adonis'in adını vermişlerdir.
Tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, Adana, Yontma Taş Devri'nden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Kilikya'nın en eski yerleşim merkezlerinden biri Tepebağ Höyüğü ilk çağlardan kalmadır. Höyükte rastlanan surlarla çevrili kent çekirdeği burada Neolitik çağda yaşayan kent dönemine ışık tutmaktadır.
Kilikya yöresinde yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde on değişik uygarlık ile devlet, krallık, beylik ve padişahlık gibi çok çeşitli siyasi güçlerin ortaya çıktığı görülmüştür. Kilikya'yı egemenlikleri altına alan medeniyetler şu şekilde sıralanabilir: Luvi Krallığı, Kizzuvatna Krallığı, Hitit Krallığı, Kue (Ove) Krallığı, geç Hitit Krallığı, Asur Krallığı, Syennesis Krallığı, Pers İmparatorluğu, Helenistik Dönem, Selevkos Krallığı, Otonom Dönem, Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu.
Orta Çağ'da da Adana eski önemini korumaya devam etmiş, bu durum İpek Yolu'nun buradan geçmesiyle daha da artmıştır. Bu dönemde buraya egemen olan uygarlıklar ise bunlardır: Doğu Roma İmparatorluğu devri (395 - 638), Selçuklular Devri (1071 - 1097). Bu dönemde çeşitli uygarlıklar Kilikya bölgesine egemen olmak için savaşlar yapmışlardır.
7. yüzyılın ortalarında şehir Araplar tarafından ele geçirilmiştir. Arap kökenli bir kaynağa göre şehrin ismi Yazene'nin torunu Ezene'den gelmektedir.
Bizans 964'te Adana'yı yeniden ele geçirmiştir. 1071'de Alp Arslan'ın Malazgirt Meydan Muharebesi zaferinin ardından Selçuklular Bizans İmparatorluğu'nun büyük bir kısmını hakimiyeti altına almıştır. 1071 yılından bir süre önce Adana'ya ulaşıp şehri ele geçirmişlerdir; ve 1097'de Birinci Haçlı Seferi önderi Tancred Adana'yı ele geçirene kadar şehri ellerinde tutmuşlardır.
1132 yılında I. Levon komutası altındaki Kilikya Ermeni Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 1137'de ise bölgeye Bizans kuvvetlerince el konulmuştur fakat Ermeniler 1170 dolaylarında şehri yeniden hakimiyetleri altına almışlardır. 1268'de şehrin büyük bir bölümünü yıkan şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Deprem sonrasında Adana yeniden inşa edilip 1359'a kadar Kilikya Ermeni Krallığı'nın bir bölümü olarak kalmıştır ancak yapılan bir barış antlaşması sonucu şehir III. Konstantin tarafından Mısır'ın Memlük Sultanı'na devredilmiştir. Memlüklülerin şehre girmesiyle beraber birçok Türk ailesinin Adana'ya yerleşmesine olanak sağlanmıştır. Memlükler tarafından getirilen Ramazanoğulları Osmanlılar Adana'yı ele geçirene dek şehirde hüküm sürmüş Türk ailelerinden birisidir.
[KRSAG=Atatürk Türk Ocağındaki Erkek Lisesi izcilerinin yemin töreninde, Adana, 15 Mart 1923]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-ataturkbf0385e696f26643.th.jpg[/KRSAG]
I. Dünya Savaşı'ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı esnasında gösterdiği diplomatik başarı sonucu yapılan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı (5 Ocak 1922).
II. Dünya Savaşı sırasında (30 Ocak 1943) İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve İsmet İnönü, Adana'ya 23 kilometre uzaklıktaki Yenice'de bir araya gelmiştir. Toplantıda Churchill, Türkiye'nin müttefikler yanında II. Dünya Savaşı'na katılmasını istemiş, ancak İnönü bunu reddetmiştir. Tarihte bu zirve Adana Buluşması olarak bilinir.
1955 yılında Demokrat Parti hükumetinin ABD ile yaptığı anlaşma gereği olarak, Adana'nın 10 km doğusundaki İncirlik Beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soğuk savaş yıllarında, 1991 Körfez Savaşı'nda ve 2003 Irak Savaşı'nda etkin olarak kullanılmıştır.
1956 yılında Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı.
1998 yılında 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çoğu Ceyhan'da olmak üzere toplam 145 kişi yaşamını kaybetti.
Adana, 1986 yılında çıkarılan 3306 sayılı kanun ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta iki ilçe (Seyhan ve Yüreğir) Adana Büyükşehir Belediyesi'nin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[9] Bu sınırlar içinde kalan 5 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.
[KRSAG=Tepebağ'daki sıra evler]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-tepebagf5bd4edaf801fea8.md.jpg[/KRSAG]
Adana mimarisinin altın çağı 15. yüzyılın sonları ve Ramazanoğulları'nın Adana'yı başkenti olarak seçtiği 16. yüzyıldır. Şehir o dönemde birçok yeni mahallelerin kurulmasıyla beraber süratle büyür. Adana'nın tarihi açıdan dönüm noktası sayılabilecek birçok yapısı bu dönemde inşa edildiği için Memlüklü ve Selçuklu mimarisi Adana'nın mimarlık tarihinde önemli bir yer tutar. Roma-Bizans Devri'nde kalan tek eser Taşköprü olup birkaç kamu binası Osmanlı hükümdarlığı sırasında şehre inşa edilmiştir.
Tepebağ'ın tarihi mahallesindeki ilk imar çalışmaları neolitik çağa uzanır. Seyhan Nehri'nin karşısındaki tepede bulunan Tepebağ'ın surlarla çevrilmesinin ardından Taşköprü'nün uzağında kalmıştır. Varlıklı bir Ermeni mahallesi Osmanlı döneminde ortaya çıkmıştır ve Tepebağ şehrin Ermeni mimarisini tarihi evleri ve taşokullarıyla yansıtır. Günümüzde Tepebağ bir arkeolojik parka çevrilmekte olup, arkeolojik kazıların yanında 18. yüzyıldan kalma evler ve kamu binaları restore edilip butik otellere, kafelere ve restoranlara dönüştürülmektedir.
Şehrin içinden geçen Seyhan nehri üzerindeki köprülerden en dikkat çekeni 4. yüzyıldan kalma bir Roma köprüsü olan Taşköprü'dür. 2007 yılına kadar motorlu araçlara açık olan bu köprü dünyadaki en eski köprü unvanına sahipken günümüzde sadece yaya ve bisiklet trafiğine açıktır. Berlin-Bağdat Demiryolu Projesinin bir ayağı olan Demirköprü, 1912'de inşa edilen bir tren köprüsüdür. Şehir merkezinin güneyinde bulunan Regülatör köprü ise nehir suyu için bir regülatör olarak kullanılan bir köprüdür. Aynı zamanda yayalara tahsis edilen üç köprü de bulunmaktadır, bunlar; Seyhan ve Mustafakemalpaşa köprüleri, metro köprüsü ve O-50 otoyolunun köprüsüdür.
1882 yılında Adana valisi tarafından inşa edilen Büyük Saat, 32 metre yüksekliğiyle Türkiye'deki en uzun saat kulesidir. Fransız işgali sırasında hasar görmüştür ama 1935'te yeniden inşa edilmiştir ve şehrin armasında sergilenmektedir. Kazancılar Çarşısı, Büyük Saat civarında kurulmuştur.
Ramazanoğlu Konağı, 1495 yılında Halil Bey'in hükümdarlığı sırasında inşa edilmiştir. Üç katlı olan konak hem taş hem de tuğlayla örülmüştür ve Türkiye'deki en eski ev örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ramazanoğlu ailesinin yaşadığı yer Harem bölümüdür. Kalıntıları günümüze ulaşamayan Selamlık bölümü ise devlet işlerinin görüşüldüğü yerdi.
Çarşı Hamam, 1529'da Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından inşa edilmiştir ve Adana'daki en büyük hamamdır. Beş kubbesi bulunan hamamın iç bölümleri mermerle kaplanmıştır. Hamamın inşa edildiği yıllarda değirmen çarkları ve kanallar aracılığıyla hamama su taşınırdı.
Irmak Hamam, Seyhan Belediye Binası'nın yanında bulunur ve antik Roma hamamlarının kalıntıları üzerine Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1494'te inşa edilmiştir]. Suyu nehirden geldiği için bu ismi almıştır. Şehirdeki diğer tarihi hamamlar ise Mestenzade Hamamı ve Yeni Hamam'dır.
[KRSAG=Sabancı Merkez Camisi]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-sabanci-camii0d3f14f2114b7bf0.md.jpg[/KRSAG]
Sabancı Merkez Camii tarihi bir geçmişe sahip olmamasına rağmen Adana'da en çok ziyaret edilen camidir, bunun sebebi de Orta Doğu'daki en büyük cami olmasıdır. Osmanlı Mimarisi'ne sadık kalınarak inşa edilen cami 1998 yılında hizmete açılmıştır ve 28,500 kişiye kadar kapasitesi vardır. Caminin altı minaresi bulunmakla beraber bunların dördünün yüksekliği 99 metredir. Kubbesi 32 metre çapındadır ve ibadet alanından 54 metre yüksektedir. Seyhan Köprüsü'nün köşesinde ve Seyhan Nehri'nın batı kanadında bulunmaktadır. Bu sayede geniş bir alandan görülebilmektedir.
1541 yılında Ramazanoğlu devrinde külliye biçiminde inşa edilen Adana Ulu Camii ise medresesi ve türbesiyle Adana'nın en çok ilgi gören ortaçağ mimarisine sahip bir yapısıdır. Pencerelerinin etrafında göze çarpan süsleme sanatlarının yanı sıra camide siyah ve beyaz mermer taşlarına rastlanır. Bunlar iç mekanda kullanılan 16. yüzyıl İznik çiniciliği ile ünlüdür. Minarelerde ise kullanılan dik şemalarla Memlüklerin etkisi görülmektedir.
St. James'in Kilisesi 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye Yağ Camii çevrilmiştir. İleriki zamanlarda 1525'te Piri Mehmet Paşa tarafından camiye bir minare ve 1558'de de bir medrese eklenmiştir. Camide Selçuklu mimarisi görülmekle beraber cami sarı taştan yapılmış bir kapıya sahiptir.
Abdülrezzak Antaki tarafından 1724 yılında inşa edilen Yeni Camii günümüzde bazı kesimlerce hâlâ Antaki Cami olarak anılmaktadır. Camide memlük mimarisinin etkisi görülmektedir. Cami dikdörtgen biçiminde yapılmıştır ve güney cephesindeki duvarlarda taş işlemeciliği bulunmaktadır.
Alemdar Mescidi, Şeyh Zülfi Mescidi, Kızıldağ Ramazanoğlu Camii, Hasan Ağa Camii (Çivi kullanılmadan inşa edilmiş 16. Yüzyıl mimarisi) tarihi değere sahip diğer camiilerdeir.
19. yüzyılda şehrin dört kilisesi vardı:: 2 Ermeni, 1 Yunan ve 1 Latin. Bebekli Kilise 1870 yılında inşa edilmiş olup 1915'e kadar bir Ermeni Kilisesi olarak kullanıldı. Günümüzde ise şehrin Romalı Katolik kesimine hizmet vermektedir. Şehir merkezinde 5 Ocak Meydanı'nda bulunmaktadır. Abidinpaşa Caddesi'nde ise daha büyük bir Ermeni Kilisesi bulunurdu. Cumhuriyet dönemi sırasında kilise yıkılıp yerine Merkez Bankası kurulmuştur. Latin Kilisesi de 1845 yılında Kuruköprü alanında inşa edilmiştir ve 1924'te müzeye çevrilmiştir.
[KRSAG=Merkez Park]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-merkez-park83b72def61abb047.md.jpg[/KRSAG]
Adana, büyük bir kısmı koruma altına alınmış birçok park ve bahçeye ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin sahip olduğu ılıman iklim sayesinde, park ve bahçeler kış bakımına ihtiyaç duymaksızın tüm yıl açık kalabilmektedir.
Seyhan Nehri'nin her iki yakasında bulunan gezi patikaları, şehrin tamamından Seyhan Havzası'nın en güney ucuna kadar sürmektedir. Gezi patikaları daha sonra, Seyhan Havzası'nın güney kıyıları boyunca devam eden Adnan Menderes Bulvarı'yla kesişmekte ve bulvarın geniş kaldırımları, havzanın batı ucundaki patikaya kadar uzanmaktadır. Eski ve yeni baraj arasında bulunmakta olan Dilberler Sekisi nehrin batı yakası boyunca uzanmakta olup patikanın en manzaralı bölümüdür. Eski barajın patikası üzerinden Seyhan nehri'ni geçen ve sulama kanalının batı yakası boyunca devam eden gezi patikaları doğu yönünden şehrin batı ucuna kadar uzanmaktadır. Bu patika yolunun bazı kısımları henüz tamamlanmamıştır. Şehir içerisinde birkaç parkı bağlayan yaklaşık 30 km lik patika yolu bulunmaktadır.
Merkez Park, Seyhan Nehri'nin her iki yakasında ve Sabancı Camii'nin hemen kuzeyinde bulunan 33 hektarlık şehir parkıdır. Açık bir alanda çok sayıda ağaç ve bitki türlerine ev sahipliği yapan parkın manzarası büyük ilgi çekmektedir. 2,100 koltuklu amfitiyatro, bir Çin üsulü bahçe ve iki kafesiyle şehrin merkezi eğlence alanıdır. Ayrıca Parkta pek çok kürekçinin cazibe merkezi konumunda bulunan Kürekçilik Kulübü vardır.
Atatürk Park, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır. Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır. Söz konusu parka bir Atatürk büstü vardır ayrıca halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır.
Süleyman Demirel Parkı, Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir. Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır. Parkta 512 tür bitki vardır.
İnönü Botanik Parkı, Adana Adalet Sarayı'nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.
Çobandede Parkı, Seyhan Havzası'nın batı kıyısındaki 16.5 hektarlık bir parktır. Bir tepede bulunmakta olup Havza ve çevresinin manzarasına sahiptir. Ayrıca parkta Karslı Köyü'nün ilerigelenlerinden Çoban Dede'nin mezarı bulunmaktadır. Birçok insan onun mezarını ibadet etme ve ona dua etmek için ziyaret etmektedir.
Yaşar Kemal Korusu, Seyhan Nehri'nin doğu yakasında Dilberler Sekisi'nin karşısında bulunan bir yürüyüş alanıdır. Aslen Çukurovalı olan ünlü yazar Yaşar Kemal adına yaptırılmıştır.
Çatalan Korusu, Çatalan ve Seyhan Havzaları arasında eğlence alanıdır.
[KRSAG=Dilberler Sekisi]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-dilberler-sekisifd55d140272d3fec.md.jpg[/KRSAG]
Seyhan Nehri'nin batı yakasında (Seyhan) bulunan seki, yürüyüş parkuru ve semte verilen genel addır.
Dilberler Sekisi, alüvyal tabanlı vadi üzerindeki Seyhan Nehri'nin, yeniden canlanarak yatağını kazması neticesinde oluşan yüksekte kalmış eski vadi tabanıdır. Türkiye'de çeşitli zamanlarda epirojenez görüldüğü için vadiler boyunca taraçalar da görülür. Taraçalar biriktirme şekilleri olmakla birlikte oluşumlarında akarsu aşındırması da etkili olmuştur.
Dilberler Sekisi, Seyhan nehri 'nin zamanla yüzeyi aşındırarak şekil verdiği ve teraslar oluşturduğu doğal bir yapıdır. Nehir kenarında bulunan bu bölge zamanla Çam, okaliptüs, salkım söğüt, palmiye ve rengarenk çiçeklerle yeşillendirilmiş ve nehir yakınında şelalenin bulunduğu yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik Seyhan Vadisi bir rekreasyon alanı oluşturulmuştur. Sekide, yosun kokusuyla karışık Seyhan'ın kokusunu hissederek sabah yürüyüşleri ve akşam gezileri yapılabilmektedir. Ayrıca köprünün kolonlarında kim olduğu bilinmeyen Graffiti sanatçıları tarafından yapılan imzalar bulunmaktadır.
Nehir kenarında, Seyhan Barajı ile Eski Baraj arasındaki yaklaşık 5 kilometrelik Dilberler Sekisi yürüyüş ve gezinti parkuru bulunur. Buradan, Gençlik Köprüsü ile Seyhan nehrinin diğer yakasındaki Yaşar Kemal Korusu'na bisikletle ya da yürüyerek geçmek mümkündür. Seki sayesinde kentin göbeğinde kentten apayrı, yeşil ve doğayla başbaşa zaman geçirilebilmektedir.
Adana'daki ilk şehir tiyatrosu Osmanlı yıllarında, 1880 yılında, Ziya Paşa tarafından kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Adana Şehir Tiyatroları'dır. Devlet Tiyatroları Adana Sahnesi ise 1981 yılından beri sanatseverlere çeşitli temsiller sunmaktadır. Klasik müzikseverler için kentteki en önemli kurum 1992'de kurulan Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'dır. Orkestra her cuma akşamı ve her cumartesi sabahı Büyükşehir Belediyesi Konser Salonunda klasik müzik konserleri düzenlemektedir.
[KRSAG]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-altin-kozacc055fba074f43d0.md.jpg[/KRSAG]
Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi. Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye'nin en önemli kültür-sanat etkinliklerinden biri oldu.
Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza'yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza'lı sanatçılar oldu.
1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen "Altın Koza yeniden canlansın" talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti. Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü.
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992'de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması'nın yanı sıra Türk Sineması'nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması'nı da programına ekledi ve Türkiye'de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu.
1998'de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999'da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı.
1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs-05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir.
Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir.
1998 yılından itibaren her yıl Sabancı Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali çerçevesinde çok sayıda yabancı ve yerli tiyatro topluluğu oyunlarını sergilemektedir.
Her yıl düzenlenen ve 1 ay süren tek milletlerarası festival olma özelliğine de sahip festival süresince sergilenen oyunları 20.000'e yakın tiyatrosever izlemektedir. Festival programındaki oyunlar 2005 yılına kadar sadece Adana'da sergilenirken, bu oyunların bir bölümü 2005 yılından beri İstanbul'da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde de sahneye konmaktadır.
18-19-20 Mayıs 2012 tarihli Adana Uluslararası Hava Oyunları Festivali, çok hafif motorlu hava araçları sınıfında Türkiye'de düzenlenen ilk festivaldir.
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklarıyla, Adana'da düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan bir etkinliktir.
[arabaslik]Portakal Çiçeği Karnavalı[/arabaslik]
11 Nisan 2014 -13 Nisan 2014 tarihleri arasında bu yıl 2. si olmak üzere her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen misafirleri ile Adana'da çok renkli görüntüler sergilenmiş olup, Adana'nın tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır.
[KRSAG=Çukurova Üniversitesi]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-cukurova-universitesiefc794ad58cd8c3f.md.jpg[/KRSAG]
Günümüzde Adana'da 514 okul öncesi eğitim kurumunda 19.644 öğrenci ve 720 ilköğretim okulunda 324.288 öğrenci eğitim görmektedir. Şehirde ayrıca 121 genel ve 100 meslek lisesi bulunmakta olup, bu liselerde toplam 119.000 öğrenci eğitim hayatını sürdürmektedir.
Ayrıca Adana'da önlisans ve lisans düzeyinde üniversite öğrenimi gören kişi sayısı 47.136 kişidir.
Şehirde bulunan 17 halk kitaplığından her sene 400.000 ila 500.000 kişi faydalanmaktadır.
Adana'da Çukurova Üniversitesi,Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi yükseköğrenim hizmeti vermektedir.
[KRSAG=Adana İstasyonu]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-istasyondb6dda9ace98bf6d.md.jpg[/KRSAG]
Adana'ya ilk demiryolu hattı İngilizler tarafından 1886 yılında kurulmuştur. Adana-Mersin arasındaki hatta günümüzde dizel lokomotifli trenlere ilaveten, raybüs ve DMU tipi hızlandırılmış banliyö trenleri çalışmakta olup, Adana-Mersin arasında günde karşılıklı 29'ar tren sefer yapmakta ve seyahat süresi 45 dakikaya inmiştir. Anahat trenleri olarak ise; İstanbul Haydarpaşa'ya İç Anadolu Mavi Treni; Ankara'ya Çukurova Mavi Treni, Kayseri'ye Erciyes Ekspresi ve Elazığ'a da Fırat Ekspresi yolcu taşımaktadır.
Otoyolla Adana'dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönünde ulaşım mümkündür. D-400 Karayolu ve milletlerarası TEM otoyolu ile Adana`ya ulaşılır. Ankara'dan Aksaray, Pozantı üzerinden 472 km, İzmir'den Afyon-Konya-Ereğli üzerinden 873 km, İstanbul'dan Bolu, Ankara, Aksaray-Pozantı rotasıyla 909 km sonra Adana`ya ulaşılabilir. Şehir merkezine uzaklığı 5 km olan otobüs terminalinden Türkiye`nin her yerine otobüs seferleri düzenlenmektedir.
Şehrin hava ulaşımı, 1937 yılından bu yana Şakirpaşa Havalimanı'ndan sağlanır. İç ve dış hat seferlerinin gerçekleştiği Adana Havalimanı, Türkiye'de yolcu taşınması sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. Havalimanı iç hatlardan İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen ile Ankara-Esenboğa, İzmir, Antalya ve Trabzon'a; dış hatlardan KKTC-Lefkoşa ve Almanya'nın bazı şehirlerine doğrudan uçuşlar düzenlenmektedir. Şehirde ayrıca askerî olarak kullanılan İncirlik Havaalanı da bulunmaktadır.
Adana il sınırları içerisinde milletlerarası petrol ve yük taşımacılığına açık Botaş Limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır.
Şehir içi ulaşım
Şehir ulaşımında, Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri ve özel halk otobüsleri, dolmuşlar ve taksiler kullanılmaktadır. Ayrıca 14 km güzergahı ve bunun üzerinde 13 istasyonu bulunan Adana metrosu, 2010 yılında hizmete açılmıştır. 2007'den bu yana Adana Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri, özel halk otobüsleri ve Hafif Raylı Sistemi/Metroda Kentkart akıllı bilet kartları kullanılmaktadır. Adana Büyükşehir Belediyesi, 229 otobüsten oluşan bir filoyla şehir içinde hizmet vermektedir.
[KRSAG=Adana Kebabı]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-kebap6f3b03f5731f8880.md.jpg[/KRSAG]
Dünyanın en önemli mutfaklarından biri olarak kabul gören ve geleneksel Türk ve Akdeniz Mutfağının birçok özelliğini içerisinde barındıran Adana mutfak kültüründe; acı, ekşi, narenciye, deniz ürünleri, zeytinyağı ve yeşillikler sıkça kullanılmaktadır. Adana Mutfağı'nda et oldukça önemli bir malzemedir ve mutfak ürünlerinin çoğunda et kullanılmaktadır. Adana Mutfağı'nın en ünlü yemeği tabii ki lezzetiyle bağımlılık yapan, dünyaca meşhur Adana kebabıdır. Kebap, genellikle bol salata çeşidinin yanı sıra yanında şalgam ile tüketilir. Son yıllarda Adana Kebabı Adana Ticaret Odası tarafından tescillenmiş ve restoranlarda Adana Kebabı olarak kebap satılmasına çeşitli hijyen ve lezzet standartları getirilmiştir. Adana Mutfağı'nın diğer ünlü yemekleri:
Adana, Türkiye'nin en kalabalık altıncı şehridir. 2018 yılı verilerine göre, 2.220.125 nüfusa sahiptir. 4'ü anakent ilçesi (Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam) olmak üzere toplam 15 İlçesi ve belediyesi vardır. Bu ilçelerde 831 mahalle bulunmaktadır.
Türkiye'deki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir ticaret ve kültür merkezidir. Maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.
Adana'nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova'nın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.
Adana İsmi
Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının Adanya URU adlı şehrinin isminden türemiştir. Başka iddialar ise ismin; Mısır'dan gelip Yunan şehri Argos'a yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus'la ilgili olduğu şeklindedir. Danaja adındaki bir ülkeyle bağlantılı olan erken Mısır metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III (MÖ 1390-1352)'dan kalan yazıtlardır. Miken Uygarlığı'nın çöküşünden (MÖ 1200) sonra Ege'deki bazı mülteciler Kilikya sahillerine gitmişlerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarlığı sırasında MÖ 1191 yılında Mısır'a saldıran bir grup denizci olarak tanımlanır. Denyen ise Adana şehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrıca söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarında yaşayan insanlar) (İskitli göçmenler) ve Rigveda (Danavas)'da yaşayan iblisler ile bir bağlantısı olması mümkündür.
Homeros'un İlyada'sında şehir Adana olarak anılır. Helenistik dönemde Kilikya'daki Antiohya (Modern Yunanca: Ἀντιόχεια τῆς Κιλικίας) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: Ἀντιόχεια ἡ πρὸς Σάρον; "Sarus üzerindeki Antiohya") olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adana'yı geçici olarak Quwê olarak tanımlamışlardır (çünkü çivi yazısı kitabelerinde o şekilde belirtilmiştir). İsim bazı kaynaklarda aynı zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-ı Mukaddes'te belirtilen Kral Süleyman'ın atlarını temin ettiği yer olduğu yönünde yaklaşımlar bulunmaktadır. Şehrin Ermenice ismi Ատանա Atana ya da Ադանա Adana 'dır.
Bir antik Grek-Roman efsanesi'ne göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakınlarında bir yere gelip Adana'yı kuran Uranus'un iki oğlu Adanus ve Sarus'tan almaktadır. Şehrin ismine ilişkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafından ormanın yakınlarında yaşadığına inanılan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrısı Adad'ın ismi bu bölgeye verilmiştir. Bu savı kanıtlayan Hititlilerin isimleri ve el yazmaları o bölgede bulunmuştur. Bu teori Gökgürültüsü Tanrısı'nın çok fazla yağmur getirmesi ve bu yağmurun bölgeye büyük bir bolluk sağlamasından beridir devam eder. Bu tanrı yörenin sakinleri tarafından sevilir ve saygı duyulurdu. Onun şerefine, söz konusu bölge "Uru Adaniyya;" diğer bir deyişle "Adana Bölgesi" olarak anılmaya başlanmıştır.
Ali Cevad'ın 'Memalik-i Osmaniye Coğrafya Lügatı'na göre ise Adana'da yaşayan İslamlar, Adana ismini, Harun Reşid'in vali nasb ettiği Ebu Süleym Ezeni'ye nisbet etmektedir. Aynı kitaptaki bilgilere göre yerleşik Rumlar, Adanus Sarus adlı iki kardeşin adını öne çıkarırlar.
Coğrafya
[KRSAG=Adananın Konumu]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana8f7cca37679c72cc.md.jpg[/KRSAG]
Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 36°30-38°25 kuzey enlemleri ile 34°48-36°41 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen Çukurova'ya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdeniz'in kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağları'nın güneydoğusu boyunca uzanır.
Adana'dan Çukurova'nın batısındaki Tarsus'a giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 m'lik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazı'ndan geçer ve İç Anadolu Bölgesi düzlüklerine doğru devam eder.
Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak Çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır.
Adana kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 km'yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 km2’dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir.
Adana, Orta Toroslar’ın bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyayla’ya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Toroslar’ın bu bölümünde İç Anadolu Bölgesi’ni güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur.
Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise Çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile Çukurova’yı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme "Aşağı Ova" kuzeyde kalan bölüme ise "Yukarı Ova" denir.
İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adana’nın en önemli akarsularıdır.
Adana İklimi
Adana, tipik Akdeniz iklimine sahiptir. Kışları ılık ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. En yüksek sıcaklık 12 Haziran 2012'de nemle birlikte 53,0 °C, nemsiz 46 °C olarak ölçülmüştür. En düşük sıcaklıksa 28 Ocak 2012'de −6 °C olarak kayıtlara geçmiştir.
Adana Nüfusu
Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1893 yılında yapılan nüfus sayımı sonucuna göre Adana merkezin nüfusu 70.702 kişidir. Bunun %82'sini Türkler, %14'ünü Ermeniler, %2'sini Rumlar ve %2'sini Katolik oluşturmaktaydı.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen yardımlar ve başlayan endüstriyel yatırımlar ile büyüme sürecine giren Adana'nın merkez nüfusu, 2016 yılı TÜİK verilerine göre 2.201.670 kişiye ulaşmıştır.
Adana il nüfusu: 2.220.125'dir (2018 sonu). İlin yüzölçümü 13.844 km2'dir. İlde km2'ye 160 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 1787 kişi ile Seyhan’dır) İlde yıllık nüfus artış oranı %0,16 olmuştur.
2018 yılında TÜİK verilerine göre 15 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 831 mahalle bulunmaktadır.
Adana Ekonomisi
[KRSAG=Adananın Beyaz Altını Pamuk]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-pamuk4552ae3ca63b7e6e.md.jpg[/KRSAG]
Adana, ilk sanayileşen şehirlerden biri olmuştur. Seyhan Barajı'nın inşasıyla ve tarım tekniklerindeki gelişimlerle beraber 1950'li yıllarda tarımsal verimde büyük gelişmeler yaşanmıştır.
Adana; pamuk, buğday, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin büyük miktarlarda üretildiği Çukurova tarım bölgesinin pazarlama ve dağıtım merkezidir. Türkiye'de mısır ve soya fasulyesinin yarısı Adana'da üretilmektedir. Türkiye'deki yerfıstığının %34'ü ve portakalın %29'u Adana'da yetiştirilmektedir. Bölgedeki çiftçilik ve tarım kaynaklı şirketlerin çoğu genel müdürlüklerini Adana'da açmıştır.
Tekstil ve deri sanayi Adana'nın üretiminin %29'unu oluşturan büyük sanayi kollarıdır ve bitkisel yağ ile işlenmiş yiyecek üreten tesisler de sayıca fazladır. 2008 itibarıyla Adana'da Türkiye'de en üst sıralarda yer alan 500 sanayi firmasının 11'ine ev sahipliği yapar. Otomotiv sanayide Adana'nın en büyük firması olan Temsa'nın 2.500'den fazla çalışana sahip olup yıllık 4.000 otobüs üretmektedir. Marsan-Adana, Türkiye'deki en büyük margarin ve bitkisel yağ fabrikasıdır. Advansa Sasa, 2.650 kişiye istihdam sağlamakta olup Avrupa'nın en büyük polyester üreticisidir. Adana Organize Sanayi Bölgesi'nin 1,225 hektar alan üzerine kuruludur ve küçük-orta ölçekli 300 civarı tesise ev sahipliği yapmaktadır.
TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi, fuarlara, iş konferanslarına ev sahipliği yapar ve şu anda Çukurova'daki işletmeler için temel buluşma noktasıdır. Akademi yönelik 2000 kişilik Kültür ve Kongre Merkezi, 2010 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılmıştır. Adana HiltonSA, Seyhan ve Sürmeli otelleri şehrin 5 yıldızlı otelleridir. Sheraton ve Türkmen Otel'i nehrin doğu yakasında, Ramada Otel ise şehrin merkezindedir.
Adana'da medya ulusal ve yerel acenteler aracılığıyla yürütülmektedir. 1918'de yayınlanmaya başlanan Yeni Adana, Adana'nın en eski gazetelerinden olup hâlâ yayın hayatına devam etmektedir. Ekspres, Toros ve Bölge gazeteleri hem Adana'da hem de Çukurova'da hizmet veren diğer yerel gazetelerdir. Çukurova TV, Adana'daki en büyük yayın şirketidir. Kanal A, Akdeniz TV ve Kent TV diğer büyük yayın şirketleridir. Birçok ulusal gazetenin bölgesel yayımcılık merkezi Adana'da bulunmaktadır. Hürriyet gazetesinin eki Hürriyet Çukurova 48.000 tiraja sahip en popüler bölgesel gazetedir.
Turizm endüstrisi Seyhan Nehri'nin her iki yakasına ve şehir merkezine inşa edilmekte olan birçok otelle beraber gelişmektedir. Ceyhan ve Yumurtalık ilçelerinin sahil bölgelerinin Enerji merkezli Sanayi Bölgeleri olarak kabul edilmesi Adana'yı otel inşası konusunda cazip bir noktaya taşımıştır. 4200 misafir kapasiteli 29 otel iki yıl içinde ikiye katlanacaktır; otel yataklarının toplam sayısı 8400'e yükselmektedir. Şu anda şehrin 5 yıldızlı otelleri olan Hilton, Sheraton, Seyhan, Sürmeli, şehrin batı ucundaki Anemon otelleri şu anda inşa halinde olan Türkmen, şehir merkezindeki Ramada ve Divan otelleri tarafından
Ticaret
Güney Türkiye'deki önde gelen ticari merkezlerden biri olan şehir birçok şirketin ve kamu kuruluşunun bölgesel müdürlüklerine ev sahipliği yapmaktadır. TÜYAP Sergisi ve Kongre Merkezi fuarlar ve iş konferanslarına ev sahipliği yapmakla birlikte şu anda Çukurova'daki iş meseleleri konusunda ana buluşma noktasıdır. Akademiye yönelik 2000 koltuklu Alper Akınoğlu Kongre Merkezi 2012 yılında Çukurova Üniversitesi kampüsüne açılması beklenmektedir.
Adana Ticaret Odası (ATO) 1894 yılında pamuk ticaretine rehberlik etmek ve düzenlemek için kurulmuş olup Türkiye'deki ilk ticaret odalarından biridir. Günümüzde bu ticaret odası 25,000'den fazla şirket üyesi, ve buna ek olarak iş hisseleri ve onlar adına destekçilere sahiptir. Adana Ticaret Borsası, 1913'te kurulmuş olup tarım ürünlerinin çiftlik hayvanlarının ticaretini güvenli ve açık bir biçimde düzenlemekle sorumludur. Borsanın şu anda 1350 üyesi vardır ve Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nun karşısında bulunmaktadır. 24 Nisan 2014 tarihinde CumhurBaşkanı Abdullah Gül'ün, Adana-Ceyhan istikameti, D 400 karayolu üzeri 11. km'de, temelini attıkları 72.000 M2'lik alanda yaptıkları yeni yerlerine 18 ay sonra taşınacaklardır.
Tarım
Alüvyonların getirdiği verimli toprakları nedeniyle senelerdir bir cazibe merkezi olan, ülkenin en verimli ovalarından Çukurova'da buğday, ayçiçeği, zeytin, nar, mısır, narenciye (portakal, turunç, mandalina ve limon), muz, kivi, baklagiller, şekerkamışı, patates, domates, biber, marul, lahana, soğan, pirinç, soya, pamuk, üzüm, yerfıstığı, bakla, börülce, fasulye, hıyar, badem, karpuz, kavun, yenidünya gibi birçok ürün üretilmektedir.Ama bu ürünlerin en önemlisi pamuktur. Üretim klasik sulama sistemlerinden, yağmurlama (damla sulama) teknolojisine geçilmektedir.
Hayvancılık
Tarım ile birlikte hayvancılık da coğrafi koşulların imkân vermesiye Adana ekonomisine ülke ekonomisinin ortalamasının üstünde katkı sağlamaktadır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yanı sıra, Akdeniz'e kıyısı bulunan Adana'nın ilçeleri Yumurtalık ve Karataş'ta deniz mahsülleri üretimi de önemli bir yer tutmaktadır.
Adana ili genelinde hayvan mevcudu ilin coğrafi durumu, iklim şartları ve tarımsal karakterine göre değişiklik göstermektedir. Ova kısımlarında tüm alanlar ekime ayrıldığından daha çok ahır hayvancılığı yapılmaktadır. Şehir merkezine yakın yerlerde besi hayvancılığı ve tavukçuluk, dağlık ve ormanlık yerlerde ise koyun ve keçi beslenmektedir.
Adana’dan komşu il ve ülkelere her zaman hayvan sevkiyatı yapılmaktadır. Bunun yanında %80 oranında Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden canlı hayvan ve ürünlerinin girişi yapılmaktadır. Özellikle kurban bayramı döneminde bu oranın arttığı görülmektedir. Kaçak girişlerin engellenememesi sağlıklı değerlere ulaşılmasını zorlaştırmaktadır.
Madencilik
Metalik madenler içinde krom, demir ve manganez, kurşun, çinko, enerji hammaddelerinden kömür ve endüstriyel hammadde kaynaklarından kuvars ve kuvarsit, kil, barit, kireçtaşı ve kum agregası ve pomza bu zenginliklerin başında gelmektedir.
Krom madenciliğinde Türkiye genelinde 4. bölgeyi oluşturan Adana ili, komşu olduğu Mersin ve Hatay limanlan sayesinde önemli ihraç potansiyeline sahiptir.
Bugüne kadar maden ürünleri içinde Adana'ya en fazla döviz kazandıran kromitin son yıllarda düşen fiyatları sebebiyle şu anda durma noktasında görünmesine rağmen, yakın gelecekte kromit madenciliğinde bir canlanma beklenmektedir.
İl içindeki ikinci derecede öneme sahip demir ve manganez de özellikle İsdemir için üretilmektedir. Son yıllarda yanlış politikalar yüzünden ithal cevhere yönelen İsdemir'in yerli cevhere gereken önemi vermesi kaçınılmaz olup, bu sektörde canlanma olacağı beklenmektedir.
Tufanbeyli ilçe sınırları içinde yer alan ve termik santral kurmaya uygun 300 milyon tondan daha büyük bir rezerve sahip ortalama 1100-1300 kcal/kg'lık linyit yatakları ihale aşamasındadır. Adana ili için yine önemli miktarda kuvars kumu ve kuvarsit yatakları bulunmuş olup, Mersin'deki Anadolu Cam Sanayi, İzocam gibi sanayi kuruluşlarına uzun süreli potansiyel yaratmaktadır.
Aynı şekilde kırmataş teknolojisine uygun çok fazla kireçtaşı ve beton agreası bulunan Adana'da çok iyi kalitede olmasa da ihtiyaçları fazlasıyla karşılayacak kil yatakları da mevcuttur. Adana il sınırları içinde Türkiye rezervinin %7,4'ünü oluşturan pomza yatakları da geleceğe yönelik önemli bir hammaddedir.
Sonuç olarak 21. yüzyıla girerken Adana madencilik sektöründe de iddialı olabilecek ve ülke ekonomisine katkılar sağlayacak potansiyele sahiptir. Enerji açığını kapatmak amacıyla çevre dostu domestik yakıt üretimine elverişli kaliteli kömür ithalatı da Adana il sınırları içerisindeki Toros Gübre ve Kimya Sanayi limanından gerçekleştirilmektedir.
Adana Tarihi
[KRSAG=Adana 1921]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-1921873c29b6aaae424b.md.jpg[/KRSAG]
Adana'nın tarihçesi 3.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik Çağ'a değin uzanan insan yerleşkelerini gün yüzüne çıkarmıştır. Arkeologların taş bir duvar ve bir şehir merkezi buldukları Tepebağ Höyüğü Neolitik Çağ'da inşa edilmiştir ve Çukurova bölgesindeki en eski şehir olarak düşünülmektedir. Adana isminde bir yer Sümer destanlarından biri olan Gılgamış Destanı'nda söz edilmektedir; ancak bu çalışmanın coğrafyası sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muğlaktır.
Hattuşaş (Boğazkale)'de bulunan Hitit Kava yazıtlarına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarında Hititlilerin koruması altında Adana'yı yöneten ilk krallıktı. Aynı zamanda şehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anılırdı. MÖ 1191-1189'a rastlayan yıllarda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan batı kaynaklı akınlar ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur, akabininde de Asurlular, MÖ 9. yüzyıl; Persler, MÖ 6. yüzyılda MÖ 333'te Büyük İskender; Selevkoslar; Kilikya korsanları; Romalı devletadamı Pompey; ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuşlardır.
Adana'nın tarihçesi özü itibarıyla Tarsus'un tarihçesiyle bir bağlantısı vardır; Seyhan Nehri'ne komşu olan bu iki şehrin konumu nehir tarafından değiştirildiğinden bu şehirler sıklıkla aynı kent olarak anılır ve ismi de asırların seyrine göre değişmiştir. Romalılar döneminde Adana'nın göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu sıralarda bölgenin metropolü konumunda Tarsus bulunmaktaydı. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise şehir Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra şehirde doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulmuştur. MS 395'te Roma İmparatorluğu'nun kesin çöküşünün ardından bölge Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Julianus'un hükümdarlığı zamanında gelişmişti. Büyük köprülerin, yolların, hükümet binalarının, sulama ve fidanlıkların inşasıyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve gelişkin ticaret merkezi haline gelmiştir. Özellikle Kilikyalılar devrinde Ayas (bugünkü adıyla Yumurtalık) ve Kozan (eski adıyla Sis) bölgedeki diğer büyük şehir ve yönetim merkezleriydi.
Adana tarih boyunca sırasıyla Luvi Krallığı (MÖ 1900), Arzava Krallığı (MÖ 1500-1333), Hitit İmparatorluğu (MÖ 1900-1200), Asurlular (713-663 BC), Pers İmparatorluğu (MÖ 550-333), Helen Antik Yunan Uygarlığı (MÖ 333-323), Selevkos İmparatorluğu (MÖ 312-133), Kilikya Prensliği (178-112), Romalılar (MÖ 112 -395), Bizans İmparatorluğu (395-638; 964-1071), Abbasiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Memlükler, Ramazanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye'nin egemenliği altına girmiştir.
Antik Geçmiş
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasında verimli sulak arazide kurulu Adana'nın tarihi, coğrafi konumu nedeni ile MÖ 6000 yıllarına dek uzanmaktadır. Adana, Antik Kilikya Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden birisidir. Hititler'den Osmanlı'ya, gelmiş geçmiş birçok medeniyetlerin beşiğidir. Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre Gök tanrısı Uranus'un oğlu Adanus 'dan almıştır. Ancak bu konuda başka muhtelif görüşler de ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen MÖ 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden Uru Adania yani Adana bölgesi olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana isminin en az 3640 yıllık bir geçmişi vardır. Bir başka rivayete göre eski çağlarda Seyhan nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince And ağacı olarak tanınması da kente Adana isminin verilmesinde etkili olmuştur. Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına tanrısı Adad (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır. Fenikeliler de bölgeye efendi anlamına gelen tarım ve bitki tanrısı Adonis'in adını vermişlerdir.
Tarihi araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, Adana, Yontma Taş Devri'nden bu yana yerleşim yeri olmuştur. Kilikya'nın en eski yerleşim merkezlerinden biri Tepebağ Höyüğü ilk çağlardan kalmadır. Höyükte rastlanan surlarla çevrili kent çekirdeği burada Neolitik çağda yaşayan kent dönemine ışık tutmaktadır.
Kilikya yöresinde yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde on değişik uygarlık ile devlet, krallık, beylik ve padişahlık gibi çok çeşitli siyasi güçlerin ortaya çıktığı görülmüştür. Kilikya'yı egemenlikleri altına alan medeniyetler şu şekilde sıralanabilir: Luvi Krallığı, Kizzuvatna Krallığı, Hitit Krallığı, Kue (Ove) Krallığı, geç Hitit Krallığı, Asur Krallığı, Syennesis Krallığı, Pers İmparatorluğu, Helenistik Dönem, Selevkos Krallığı, Otonom Dönem, Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu.
Orta Çağ'da da Adana eski önemini korumaya devam etmiş, bu durum İpek Yolu'nun buradan geçmesiyle daha da artmıştır. Bu dönemde buraya egemen olan uygarlıklar ise bunlardır: Doğu Roma İmparatorluğu devri (395 - 638), Selçuklular Devri (1071 - 1097). Bu dönemde çeşitli uygarlıklar Kilikya bölgesine egemen olmak için savaşlar yapmışlardır.
Orta Çağ
7. yüzyılın ortalarında şehir Araplar tarafından ele geçirilmiştir. Arap kökenli bir kaynağa göre şehrin ismi Yazene'nin torunu Ezene'den gelmektedir.
Bizans 964'te Adana'yı yeniden ele geçirmiştir. 1071'de Alp Arslan'ın Malazgirt Meydan Muharebesi zaferinin ardından Selçuklular Bizans İmparatorluğu'nun büyük bir kısmını hakimiyeti altına almıştır. 1071 yılından bir süre önce Adana'ya ulaşıp şehri ele geçirmişlerdir; ve 1097'de Birinci Haçlı Seferi önderi Tancred Adana'yı ele geçirene kadar şehri ellerinde tutmuşlardır.
1132 yılında I. Levon komutası altındaki Kilikya Ermeni Krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 1137'de ise bölgeye Bizans kuvvetlerince el konulmuştur fakat Ermeniler 1170 dolaylarında şehri yeniden hakimiyetleri altına almışlardır. 1268'de şehrin büyük bir bölümünü yıkan şiddetli bir deprem meydana gelmiştir. Deprem sonrasında Adana yeniden inşa edilip 1359'a kadar Kilikya Ermeni Krallığı'nın bir bölümü olarak kalmıştır ancak yapılan bir barış antlaşması sonucu şehir III. Konstantin tarafından Mısır'ın Memlük Sultanı'na devredilmiştir. Memlüklülerin şehre girmesiyle beraber birçok Türk ailesinin Adana'ya yerleşmesine olanak sağlanmıştır. Memlükler tarafından getirilen Ramazanoğulları Osmanlılar Adana'yı ele geçirene dek şehirde hüküm sürmüş Türk ailelerinden birisidir.
Cumhuriyet dönemi
[KRSAG=Atatürk Türk Ocağındaki Erkek Lisesi izcilerinin yemin töreninde, Adana, 15 Mart 1923]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-ataturkbf0385e696f26643.th.jpg[/KRSAG]
I. Dünya Savaşı'ndan sonra Adana ve çevresi Fransa tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı esnasında gösterdiği diplomatik başarı sonucu yapılan 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile Fransa, Adana ve çevresinden çekilmek zorunda kaldı (5 Ocak 1922).
II. Dünya Savaşı sırasında (30 Ocak 1943) İngiltere Başbakanı Winston Churchill ve İsmet İnönü, Adana'ya 23 kilometre uzaklıktaki Yenice'de bir araya gelmiştir. Toplantıda Churchill, Türkiye'nin müttefikler yanında II. Dünya Savaşı'na katılmasını istemiş, ancak İnönü bunu reddetmiştir. Tarihte bu zirve Adana Buluşması olarak bilinir.
1955 yılında Demokrat Parti hükumetinin ABD ile yaptığı anlaşma gereği olarak, Adana'nın 10 km doğusundaki İncirlik Beldesinde NATO Hava Üssü kuruldu. Soğuk savaş yıllarında, 1991 Körfez Savaşı'nda ve 2003 Irak Savaşı'nda etkin olarak kullanılmıştır.
1956 yılında Seyhan Barajı ve Hidroelektrik Santrali hizmete açıldı.
1998 yılında 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Ceyhan Depremi olarak bilinen depremde çoğu Ceyhan'da olmak üzere toplam 145 kişi yaşamını kaybetti.
Adana, 1986 yılında çıkarılan 3306 sayılı kanun ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta iki ilçe (Seyhan ve Yüreğir) Adana Büyükşehir Belediyesi'nin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[9] Bu sınırlar içinde kalan 5 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.
Mimari
[KRSAG=Tepebağ'daki sıra evler]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-tepebagf5bd4edaf801fea8.md.jpg[/KRSAG]
Adana mimarisinin altın çağı 15. yüzyılın sonları ve Ramazanoğulları'nın Adana'yı başkenti olarak seçtiği 16. yüzyıldır. Şehir o dönemde birçok yeni mahallelerin kurulmasıyla beraber süratle büyür. Adana'nın tarihi açıdan dönüm noktası sayılabilecek birçok yapısı bu dönemde inşa edildiği için Memlüklü ve Selçuklu mimarisi Adana'nın mimarlık tarihinde önemli bir yer tutar. Roma-Bizans Devri'nde kalan tek eser Taşköprü olup birkaç kamu binası Osmanlı hükümdarlığı sırasında şehre inşa edilmiştir.
Tepebağ'ın tarihi mahallesindeki ilk imar çalışmaları neolitik çağa uzanır. Seyhan Nehri'nin karşısındaki tepede bulunan Tepebağ'ın surlarla çevrilmesinin ardından Taşköprü'nün uzağında kalmıştır. Varlıklı bir Ermeni mahallesi Osmanlı döneminde ortaya çıkmıştır ve Tepebağ şehrin Ermeni mimarisini tarihi evleri ve taşokullarıyla yansıtır. Günümüzde Tepebağ bir arkeolojik parka çevrilmekte olup, arkeolojik kazıların yanında 18. yüzyıldan kalma evler ve kamu binaları restore edilip butik otellere, kafelere ve restoranlara dönüştürülmektedir.
Şehrin içinden geçen Seyhan nehri üzerindeki köprülerden en dikkat çekeni 4. yüzyıldan kalma bir Roma köprüsü olan Taşköprü'dür. 2007 yılına kadar motorlu araçlara açık olan bu köprü dünyadaki en eski köprü unvanına sahipken günümüzde sadece yaya ve bisiklet trafiğine açıktır. Berlin-Bağdat Demiryolu Projesinin bir ayağı olan Demirköprü, 1912'de inşa edilen bir tren köprüsüdür. Şehir merkezinin güneyinde bulunan Regülatör köprü ise nehir suyu için bir regülatör olarak kullanılan bir köprüdür. Aynı zamanda yayalara tahsis edilen üç köprü de bulunmaktadır, bunlar; Seyhan ve Mustafakemalpaşa köprüleri, metro köprüsü ve O-50 otoyolunun köprüsüdür.
1882 yılında Adana valisi tarafından inşa edilen Büyük Saat, 32 metre yüksekliğiyle Türkiye'deki en uzun saat kulesidir. Fransız işgali sırasında hasar görmüştür ama 1935'te yeniden inşa edilmiştir ve şehrin armasında sergilenmektedir. Kazancılar Çarşısı, Büyük Saat civarında kurulmuştur.
Ramazanoğlu Konağı, 1495 yılında Halil Bey'in hükümdarlığı sırasında inşa edilmiştir. Üç katlı olan konak hem taş hem de tuğlayla örülmüştür ve Türkiye'deki en eski ev örneklerinden biri olarak kabul edilir. Ramazanoğlu ailesinin yaşadığı yer Harem bölümüdür. Kalıntıları günümüze ulaşamayan Selamlık bölümü ise devlet işlerinin görüşüldüğü yerdi.
Çarşı Hamam, 1529'da Ramazanoğlu Piri Paşa tarafından inşa edilmiştir ve Adana'daki en büyük hamamdır. Beş kubbesi bulunan hamamın iç bölümleri mermerle kaplanmıştır. Hamamın inşa edildiği yıllarda değirmen çarkları ve kanallar aracılığıyla hamama su taşınırdı.
Irmak Hamam, Seyhan Belediye Binası'nın yanında bulunur ve antik Roma hamamlarının kalıntıları üzerine Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1494'te inşa edilmiştir]. Suyu nehirden geldiği için bu ismi almıştır. Şehirdeki diğer tarihi hamamlar ise Mestenzade Hamamı ve Yeni Hamam'dır.
Camiler
[KRSAG=Sabancı Merkez Camisi]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-sabanci-camii0d3f14f2114b7bf0.md.jpg[/KRSAG]
Sabancı Merkez Camii tarihi bir geçmişe sahip olmamasına rağmen Adana'da en çok ziyaret edilen camidir, bunun sebebi de Orta Doğu'daki en büyük cami olmasıdır. Osmanlı Mimarisi'ne sadık kalınarak inşa edilen cami 1998 yılında hizmete açılmıştır ve 28,500 kişiye kadar kapasitesi vardır. Caminin altı minaresi bulunmakla beraber bunların dördünün yüksekliği 99 metredir. Kubbesi 32 metre çapındadır ve ibadet alanından 54 metre yüksektedir. Seyhan Köprüsü'nün köşesinde ve Seyhan Nehri'nın batı kanadında bulunmaktadır. Bu sayede geniş bir alandan görülebilmektedir.
1541 yılında Ramazanoğlu devrinde külliye biçiminde inşa edilen Adana Ulu Camii ise medresesi ve türbesiyle Adana'nın en çok ilgi gören ortaçağ mimarisine sahip bir yapısıdır. Pencerelerinin etrafında göze çarpan süsleme sanatlarının yanı sıra camide siyah ve beyaz mermer taşlarına rastlanır. Bunlar iç mekanda kullanılan 16. yüzyıl İznik çiniciliği ile ünlüdür. Minarelerde ise kullanılan dik şemalarla Memlüklerin etkisi görülmektedir.
St. James'in Kilisesi 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından camiye Yağ Camii çevrilmiştir. İleriki zamanlarda 1525'te Piri Mehmet Paşa tarafından camiye bir minare ve 1558'de de bir medrese eklenmiştir. Camide Selçuklu mimarisi görülmekle beraber cami sarı taştan yapılmış bir kapıya sahiptir.
Abdülrezzak Antaki tarafından 1724 yılında inşa edilen Yeni Camii günümüzde bazı kesimlerce hâlâ Antaki Cami olarak anılmaktadır. Camide memlük mimarisinin etkisi görülmektedir. Cami dikdörtgen biçiminde yapılmıştır ve güney cephesindeki duvarlarda taş işlemeciliği bulunmaktadır.
Alemdar Mescidi, Şeyh Zülfi Mescidi, Kızıldağ Ramazanoğlu Camii, Hasan Ağa Camii (Çivi kullanılmadan inşa edilmiş 16. Yüzyıl mimarisi) tarihi değere sahip diğer camiilerdeir.
Kiliseler
19. yüzyılda şehrin dört kilisesi vardı:: 2 Ermeni, 1 Yunan ve 1 Latin. Bebekli Kilise 1870 yılında inşa edilmiş olup 1915'e kadar bir Ermeni Kilisesi olarak kullanıldı. Günümüzde ise şehrin Romalı Katolik kesimine hizmet vermektedir. Şehir merkezinde 5 Ocak Meydanı'nda bulunmaktadır. Abidinpaşa Caddesi'nde ise daha büyük bir Ermeni Kilisesi bulunurdu. Cumhuriyet dönemi sırasında kilise yıkılıp yerine Merkez Bankası kurulmuştur. Latin Kilisesi de 1845 yılında Kuruköprü alanında inşa edilmiştir ve 1924'te müzeye çevrilmiştir.
Parklar ve bahçeler
[KRSAG=Merkez Park]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-merkez-park83b72def61abb047.md.jpg[/KRSAG]
Adana, büyük bir kısmı koruma altına alınmış birçok park ve bahçeye ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin sahip olduğu ılıman iklim sayesinde, park ve bahçeler kış bakımına ihtiyaç duymaksızın tüm yıl açık kalabilmektedir.
Seyhan Nehri'nin her iki yakasında bulunan gezi patikaları, şehrin tamamından Seyhan Havzası'nın en güney ucuna kadar sürmektedir. Gezi patikaları daha sonra, Seyhan Havzası'nın güney kıyıları boyunca devam eden Adnan Menderes Bulvarı'yla kesişmekte ve bulvarın geniş kaldırımları, havzanın batı ucundaki patikaya kadar uzanmaktadır. Eski ve yeni baraj arasında bulunmakta olan Dilberler Sekisi nehrin batı yakası boyunca uzanmakta olup patikanın en manzaralı bölümüdür. Eski barajın patikası üzerinden Seyhan nehri'ni geçen ve sulama kanalının batı yakası boyunca devam eden gezi patikaları doğu yönünden şehrin batı ucuna kadar uzanmaktadır. Bu patika yolunun bazı kısımları henüz tamamlanmamıştır. Şehir içerisinde birkaç parkı bağlayan yaklaşık 30 km lik patika yolu bulunmaktadır.
Merkez Park, Seyhan Nehri'nin her iki yakasında ve Sabancı Camii'nin hemen kuzeyinde bulunan 33 hektarlık şehir parkıdır. Açık bir alanda çok sayıda ağaç ve bitki türlerine ev sahipliği yapan parkın manzarası büyük ilgi çekmektedir. 2,100 koltuklu amfitiyatro, bir Çin üsulü bahçe ve iki kafesiyle şehrin merkezi eğlence alanıdır. Ayrıca Parkta pek çok kürekçinin cazibe merkezi konumunda bulunan Kürekçilik Kulübü vardır.
Atatürk Park, Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş 4.7 hektarlık bir şehir parkıdır. Merkezi olarak ticari bölgede bulunmaktadır. Söz konusu parka bir Atatürk büstü vardır ayrıca halka açık törenlere ev sahipliği yapmaktadır.
Süleyman Demirel Parkı, Çukurova Üniversitesi araştırmacılarının özel çalışmaları için oluşturulmuş odunsu bitkilerin canlı koleksyonunu bünyesinde barındıran büyük bir botanik bahçedir. Bu ağaç parkı ayrıca eğitim amaçlı ya da şehir sakinleri tarafından eğlence amaçlı kullanmaktadır. Parkta 512 tür bitki vardır.
İnönü Botanik Parkı, Adana Adalet Sarayı'nın bitişinde bulunmakta olup birçok türde Çukurova çiçekleri burada sergilenmektedir.
Çobandede Parkı, Seyhan Havzası'nın batı kıyısındaki 16.5 hektarlık bir parktır. Bir tepede bulunmakta olup Havza ve çevresinin manzarasına sahiptir. Ayrıca parkta Karslı Köyü'nün ilerigelenlerinden Çoban Dede'nin mezarı bulunmaktadır. Birçok insan onun mezarını ibadet etme ve ona dua etmek için ziyaret etmektedir.
Yaşar Kemal Korusu, Seyhan Nehri'nin doğu yakasında Dilberler Sekisi'nin karşısında bulunan bir yürüyüş alanıdır. Aslen Çukurovalı olan ünlü yazar Yaşar Kemal adına yaptırılmıştır.
Çatalan Korusu, Çatalan ve Seyhan Havzaları arasında eğlence alanıdır.
Dilberler Sekisi
[KRSAG=Dilberler Sekisi]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-dilberler-sekisifd55d140272d3fec.md.jpg[/KRSAG]
Seyhan Nehri'nin batı yakasında (Seyhan) bulunan seki, yürüyüş parkuru ve semte verilen genel addır.
Dilberler Sekisi, alüvyal tabanlı vadi üzerindeki Seyhan Nehri'nin, yeniden canlanarak yatağını kazması neticesinde oluşan yüksekte kalmış eski vadi tabanıdır. Türkiye'de çeşitli zamanlarda epirojenez görüldüğü için vadiler boyunca taraçalar da görülür. Taraçalar biriktirme şekilleri olmakla birlikte oluşumlarında akarsu aşındırması da etkili olmuştur.
Dilberler Sekisi, Seyhan nehri 'nin zamanla yüzeyi aşındırarak şekil verdiği ve teraslar oluşturduğu doğal bir yapıdır. Nehir kenarında bulunan bu bölge zamanla Çam, okaliptüs, salkım söğüt, palmiye ve rengarenk çiçeklerle yeşillendirilmiş ve nehir yakınında şelalenin bulunduğu yaklaşık 1.5 milyon metrekarelik Seyhan Vadisi bir rekreasyon alanı oluşturulmuştur. Sekide, yosun kokusuyla karışık Seyhan'ın kokusunu hissederek sabah yürüyüşleri ve akşam gezileri yapılabilmektedir. Ayrıca köprünün kolonlarında kim olduğu bilinmeyen Graffiti sanatçıları tarafından yapılan imzalar bulunmaktadır.
Nehir kenarında, Seyhan Barajı ile Eski Baraj arasındaki yaklaşık 5 kilometrelik Dilberler Sekisi yürüyüş ve gezinti parkuru bulunur. Buradan, Gençlik Köprüsü ile Seyhan nehrinin diğer yakasındaki Yaşar Kemal Korusu'na bisikletle ya da yürüyerek geçmek mümkündür. Seki sayesinde kentin göbeğinde kentten apayrı, yeşil ve doğayla başbaşa zaman geçirilebilmektedir.
Sanat
Adana'daki ilk şehir tiyatrosu Osmanlı yıllarında, 1880 yılında, Ziya Paşa tarafından kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Adana Şehir Tiyatroları'dır. Devlet Tiyatroları Adana Sahnesi ise 1981 yılından beri sanatseverlere çeşitli temsiller sunmaktadır. Klasik müzikseverler için kentteki en önemli kurum 1992'de kurulan Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'dır. Orkestra her cuma akşamı ve her cumartesi sabahı Büyükşehir Belediyesi Konser Salonunda klasik müzik konserleri düzenlemektedir.
Altın Koza Film Festivali
[KRSAG]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-altin-kozacc055fba074f43d0.md.jpg[/KRSAG]
Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi. Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye'nin en önemli kültür-sanat etkinliklerinden biri oldu.
Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza'yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza'lı sanatçılar oldu.
1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen "Altın Koza yeniden canlansın" talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti. Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü.
Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992'de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması'nın yanı sıra Türk Sineması'nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması'nı da programına ekledi ve Türkiye'de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu.
1998'de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999'da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı.
1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs-05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir.
Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir.
Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali
1998 yılından itibaren her yıl Sabancı Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları işbirliğiyle düzenlenen Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali çerçevesinde çok sayıda yabancı ve yerli tiyatro topluluğu oyunlarını sergilemektedir.
Her yıl düzenlenen ve 1 ay süren tek milletlerarası festival olma özelliğine de sahip festival süresince sergilenen oyunları 20.000'e yakın tiyatrosever izlemektedir. Festival programındaki oyunlar 2005 yılına kadar sadece Adana'da sergilenirken, bu oyunların bir bölümü 2005 yılından beri İstanbul'da Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi'nde de sahneye konmaktadır.
Uluslararası Hava Oyunları Festivali
18-19-20 Mayıs 2012 tarihli Adana Uluslararası Hava Oyunları Festivali, çok hafif motorlu hava araçları sınıfında Türkiye'de düzenlenen ilk festivaldir.
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali
Uluslararası Engelli Gençlik Festivali, her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklarıyla, Adana'da düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan bir etkinliktir.
[arabaslik]Portakal Çiçeği Karnavalı[/arabaslik]
11 Nisan 2014 -13 Nisan 2014 tarihleri arasında bu yıl 2. si olmak üzere her yıl kutlanmaya başlanmıştır. Dünyanın değişik ülkelerinden gelen misafirleri ile Adana'da çok renkli görüntüler sergilenmiş olup, Adana'nın tanıtımına çok büyük katkı sağlamıştır.
Eğitim
[KRSAG=Çukurova Üniversitesi]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-cukurova-universitesiefc794ad58cd8c3f.md.jpg[/KRSAG]
Günümüzde Adana'da 514 okul öncesi eğitim kurumunda 19.644 öğrenci ve 720 ilköğretim okulunda 324.288 öğrenci eğitim görmektedir. Şehirde ayrıca 121 genel ve 100 meslek lisesi bulunmakta olup, bu liselerde toplam 119.000 öğrenci eğitim hayatını sürdürmektedir.
Ayrıca Adana'da önlisans ve lisans düzeyinde üniversite öğrenimi gören kişi sayısı 47.136 kişidir.
Şehirde bulunan 17 halk kitaplığından her sene 400.000 ila 500.000 kişi faydalanmaktadır.
Adana'da Çukurova Üniversitesi,Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi yükseköğrenim hizmeti vermektedir.
Üniversiteler
- Çukurova Üniversitesi
- Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
Ulaşım Demir Yolu
[KRSAG=Adana İstasyonu]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-istasyondb6dda9ace98bf6d.md.jpg[/KRSAG]
Adana'ya ilk demiryolu hattı İngilizler tarafından 1886 yılında kurulmuştur. Adana-Mersin arasındaki hatta günümüzde dizel lokomotifli trenlere ilaveten, raybüs ve DMU tipi hızlandırılmış banliyö trenleri çalışmakta olup, Adana-Mersin arasında günde karşılıklı 29'ar tren sefer yapmakta ve seyahat süresi 45 dakikaya inmiştir. Anahat trenleri olarak ise; İstanbul Haydarpaşa'ya İç Anadolu Mavi Treni; Ankara'ya Çukurova Mavi Treni, Kayseri'ye Erciyes Ekspresi ve Elazığ'a da Fırat Ekspresi yolcu taşımaktadır.
Karayolu
Otoyolla Adana'dan Ankara, Mersin, Gaziantep ve Hatay yönünde ulaşım mümkündür. D-400 Karayolu ve milletlerarası TEM otoyolu ile Adana`ya ulaşılır. Ankara'dan Aksaray, Pozantı üzerinden 472 km, İzmir'den Afyon-Konya-Ereğli üzerinden 873 km, İstanbul'dan Bolu, Ankara, Aksaray-Pozantı rotasıyla 909 km sonra Adana`ya ulaşılabilir. Şehir merkezine uzaklığı 5 km olan otobüs terminalinden Türkiye`nin her yerine otobüs seferleri düzenlenmektedir.
Havayolu
Şehrin hava ulaşımı, 1937 yılından bu yana Şakirpaşa Havalimanı'ndan sağlanır. İç ve dış hat seferlerinin gerçekleştiği Adana Havalimanı, Türkiye'de yolcu taşınması sıralamasında 7. sırada yer almaktadır. Havalimanı iç hatlardan İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen ile Ankara-Esenboğa, İzmir, Antalya ve Trabzon'a; dış hatlardan KKTC-Lefkoşa ve Almanya'nın bazı şehirlerine doğrudan uçuşlar düzenlenmektedir. Şehirde ayrıca askerî olarak kullanılan İncirlik Havaalanı da bulunmaktadır.
Denizyolu
Adana il sınırları içerisinde milletlerarası petrol ve yük taşımacılığına açık Botaş Limanı ve Toros Gübre Fabrikaları Limanı bulunmaktadır.
Şehir içi ulaşım
Şehir ulaşımında, Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri ve özel halk otobüsleri, dolmuşlar ve taksiler kullanılmaktadır. Ayrıca 14 km güzergahı ve bunun üzerinde 13 istasyonu bulunan Adana metrosu, 2010 yılında hizmete açılmıştır. 2007'den bu yana Adana Büyükşehir Belediyesi Otobüsleri, özel halk otobüsleri ve Hafif Raylı Sistemi/Metroda Kentkart akıllı bilet kartları kullanılmaktadır. Adana Büyükşehir Belediyesi, 229 otobüsten oluşan bir filoyla şehir içinde hizmet vermektedir.
Turistik mekanlar
- Taşköprü (Justinianus Roma Köprüsü)
- Adana Arkeoloji Müzesi
- Adana Etnografya Müzesi
- Adana Atatürk Evi Müzesi
- Adana Sinema Müzesi
- Bebekli Kilise (İtalyan Katolik Kilisesi)
- Adana Bedesteni
- Büyük Saat
- Demir Köprü
- Yağ Camii
- Adana Ulu Camii
- Tarihi Kazancılar Çarşısı
- Akkapı Şeyh Cemil Nardalı Konağı
Adana çevresi
- Varda Köprüsü
- Çiftehan Kaplıcaları
- Karatepe-Aslantaş Millî Parkı
- Aladağlar Millî Parkı
- Yumurtalık Lagünü Millî Parkı
- Akyayan Gölü
- Anavarza Antik Kenti ve Anavarza Kalesi
- Comona (Şar) Antik Kenti
- Misis Antik Kenti (Mopsuestia)
- Misis Mozaik Müzesi
- Magarsus Antik Kenti
- Akören Kilisesi ve Antik Kenti
- Ceyhan-Sirkeli Höyüğü Muvattali Kabartması ve Antik Kenti
- Yılankale
- Toprakkale
- Kozan (Sis) Kalesi ve Manastırı
- Kurtkulağı Kervansarayı
- Acısu Kaplıcaları ve Haruniye Termal Suyu
- Akçatekir, Bürücek, Aladağlar, Horzum, Fındıklı, Hamidiye, Asar, Asmacık, Armutoluk, Belemedik, Meydan, Çamlıyayla ve Kızıldağ yaylaları
- Ağyatan Kuş Cenneti ve Tuzla Gölü
Müzeler
- Adana Arkeoloji Müzesi
- Adana Etnografya Müzesi
- Adana Atatürk Müzesi
- Misis Mozaik Müzesi
- Anavarza Antik Kenti ve Anavarza Kalesi (Kozan)
- Şar (Comana) Antik Kenti (Tufanbeyli)
- Misis Antik Kenti
- Magarsus Antik Kenti (Karataş)
- Ayas (Aigaiai) Antik Kenti
- Akören Antik Kenti (Aladağ)
- Sirkeli Höyüğü ve Muvattali Kabartması
Tarihî yerler
- Toprakkale (Misis)
- Yılan Kale (Ceyhan)
- Dumlu Kalesi (Ceyhan)
- Tarihi Tepebağ Evleri (Adana)
- Ramazanoğlu Konağı (Adana)
- Kurtkulağı Kervansarayı (Ceyhan)
- Hayriye Hanım Konağı (Reşatbey, Adana)
- Çarşı Türk Hamamı (Adana)
- Büyüksaat Kulesi ve Adana Bedesteni
- Taşköprü (Justinianus Roma Köprüsü) (Adana)
- Kozan Kalesi ve Manastırı
- Ulu Camii (Adana)
- Hasan Ağa Camii (Adana)
- Yağ Camii (Eski Kilise) (Adana)
- Bebekli Kilise/Aziz Pavlus Kilises (Adana)
- Yeşil Mescid (Adana)
- Lokman Hekim KÖPRÜSÜ (MİSİS)
Yaylalar
- Aladağ Meydan Yaylası
- Aladağ Ağcakise, Başpınar Bıcı ve Kosurga Yaylaları
- Feke İnderesi Köyü Yaylası
- Karaisalı Kızıldağ Yaylası
- Kozan-Horzum Yaylası ve Çulluuşağı Yaylaları
- Kozan Göller Yaylası
- Pozantı- Akçatekir Yaylası
- Pozantı-Eskikonacık yaylası
- Pozantı-Armutoluğu Yaylası
- Pozantı Fındıklı Köyü Yaylası
- Pozantı Belemedik Yaylası
- Pozantı Asar Yaylası
- Saimbeyli Çatak Yaylası
- Tufanbeyli Kürebeli Yaylası
- Tufanbeyli Obruk Yaylası
Adana Mutfağı
[KRSAG=Adana Kebabı]https://forumkalemi.com/img/images/2021/02/21/adana-kebap6f3b03f5731f8880.md.jpg[/KRSAG]
Dünyanın en önemli mutfaklarından biri olarak kabul gören ve geleneksel Türk ve Akdeniz Mutfağının birçok özelliğini içerisinde barındıran Adana mutfak kültüründe; acı, ekşi, narenciye, deniz ürünleri, zeytinyağı ve yeşillikler sıkça kullanılmaktadır. Adana Mutfağı'nda et oldukça önemli bir malzemedir ve mutfak ürünlerinin çoğunda et kullanılmaktadır. Adana Mutfağı'nın en ünlü yemeği tabii ki lezzetiyle bağımlılık yapan, dünyaca meşhur Adana kebabıdır. Kebap, genellikle bol salata çeşidinin yanı sıra yanında şalgam ile tüketilir. Son yıllarda Adana Kebabı Adana Ticaret Odası tarafından tescillenmiş ve restoranlarda Adana Kebabı olarak kebap satılmasına çeşitli hijyen ve lezzet standartları getirilmiştir. Adana Mutfağı'nın diğer ünlü yemekleri:
- Analı Kızlı
- Kabak çintme
- Şalgam suyu
- Karakuş
- Bici Bici (buz ve nişasta ile yapılan tatlı)
- Karsambaç (karlı tatlı)
- Yüksük Çorbası
- Kısır
- Mahluta çorbası
- Sıkma
- Batırık Köftesi
- Adana Kebap
- Şırdan
- Mansaf
- Hamis
- Fatuş
- Aşlama