- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,914
- Puanları
- 113
- Yaş
- 40
- Konum
- Istanbul
- Burç
- Yengeç
- Cinsiyet
- Medeni Hal
Bir ülkede adalet yoksa, o ülke adaletli bir şekilde idare edilmiyorsa yıkılış ve çöküş kaçınılmazdır.
İslâm ulemâ ve hükeması "Âdil bir devlet kâfir de olsa ayakta durur, Müslüman bir devlet adaletli değilse batar" demişlerdir.
Adalet sadece kanunlar, mahkemeler, yargıçlar, cezaevleri demek değildir. Adaletin bir ruhu vardır. Halkın, idarecilerin içinde olmalıdır. Beyinlerinde ve yüreklerinde.
Bir ülkede, haddinden-gerekenden fazla mahkeme, hakim, savcı, kanun, cezaevi varsa orada adalet tehlikededir.
Bir ülkede sayıları haddinden fazla olan mahkemeler davalara bakmaya yetişemiyorsa orada büyük bir adalet krizi var demektir.
Bir ülkede cezaevleri tıklım tıklım doluysa orada adalet var mıdır, yok mudur?
Adaletin olduğu yerde davalar senelerce sürmez. Bir cinayet dosyası birkaç ayda hazırlanır, belgeler, bilgiler içine konur. Dava açıldıktan sonra bilemediniz birkaç hafta içinde sonuçlanır.
Davaların senelerce sürdüğü, sürüncemede kaldığı bir adalet sistemi bozuktur.
Adaletle eşitlik birlikte olmalıdır. Eşitlik yoksa adalet ya çok eksiktir, yahut yoktur.
Küçük hırsız yakalanıp cezalandırılıyor. Büyük hırsızlar yakalanamıyor... Adalet yoktur.
Büyük eroin kaçakçısı serbest, küçük pazarlamacı tutuklanıyor...
Böyle adalet olur mu?
Ben bu örnekleri verirken Türkiye'yi kasd etmiyorum. Hiç anlı şanlı Türkiye'de böyle adaletsizlikler, eşitsizlikler olur mu?.. Bazı muz ve patates cumhuriyetlerini kasd ediyorum...
Bir yerde adalet çok pahalı ise yine yoktur. Bir fakirle bir zengin arasında niza çıkıyor, mahkemeye başvuruluyor. Zengin en pahalı, dişli, yırtıcı avukatları, büyük ücretler vererek tutuyor. Fakirin parası yok, ya hiç avukat tutamıyor, yahut üçüncü sınıf bir avukat tutabiliyor... Eşitlik nerede kaldı?
Bir ülkede zenginlik artsa, zina ve bina çoğalsa, otuz yıl önce beş parası olmayanlar gökdelenler yaptırsa, halkın bir kısmı lüks meskenlerde otursa, lüks otomobillere binse; havaalanları, limanlar, barajlar, köprüler, hızlı trenler, elektronik cihazlar, pahalı restoranlar, israf, sefahat, eğlence çoğalsa, adalet yoksa orası yine batar.
Halkın yüzde ikisini teşkil eden mutlu ve putlu bir azınlık çok kazanıyor, bir kısmı haram ve şüpheli yollardan zengin oluyor, vur patlasın çal oynasın yaşıyor, halk sınıfları arasında gelir ve geçim bakımından uçurumlar var, bir tarafta lüks, israf, sefahat, öbür tarafta açlık, sefalet, darlık, ihtiyaç, zaruret... orada adalet yoktur.
Boşuna söylenmemiş: "Adalet mülkün temelidir" diye. Adalet yoksa, var da krizde ise adalet sarsılmış ise yıkım, çöküş, izmihlal kaçınılmazdır.
(Adalet mülkün temelidir sözü Hazret-i Ali'ye aittir.)
Mehmet Şevket Eygi
İslâm ulemâ ve hükeması "Âdil bir devlet kâfir de olsa ayakta durur, Müslüman bir devlet adaletli değilse batar" demişlerdir.
Adalet sadece kanunlar, mahkemeler, yargıçlar, cezaevleri demek değildir. Adaletin bir ruhu vardır. Halkın, idarecilerin içinde olmalıdır. Beyinlerinde ve yüreklerinde.
Bir ülkede, haddinden-gerekenden fazla mahkeme, hakim, savcı, kanun, cezaevi varsa orada adalet tehlikededir.
Bir ülkede sayıları haddinden fazla olan mahkemeler davalara bakmaya yetişemiyorsa orada büyük bir adalet krizi var demektir.
Bir ülkede cezaevleri tıklım tıklım doluysa orada adalet var mıdır, yok mudur?
Adaletin olduğu yerde davalar senelerce sürmez. Bir cinayet dosyası birkaç ayda hazırlanır, belgeler, bilgiler içine konur. Dava açıldıktan sonra bilemediniz birkaç hafta içinde sonuçlanır.
Davaların senelerce sürdüğü, sürüncemede kaldığı bir adalet sistemi bozuktur.
Adaletle eşitlik birlikte olmalıdır. Eşitlik yoksa adalet ya çok eksiktir, yahut yoktur.
Küçük hırsız yakalanıp cezalandırılıyor. Büyük hırsızlar yakalanamıyor... Adalet yoktur.
Büyük eroin kaçakçısı serbest, küçük pazarlamacı tutuklanıyor...
Böyle adalet olur mu?
Ben bu örnekleri verirken Türkiye'yi kasd etmiyorum. Hiç anlı şanlı Türkiye'de böyle adaletsizlikler, eşitsizlikler olur mu?.. Bazı muz ve patates cumhuriyetlerini kasd ediyorum...
Bir yerde adalet çok pahalı ise yine yoktur. Bir fakirle bir zengin arasında niza çıkıyor, mahkemeye başvuruluyor. Zengin en pahalı, dişli, yırtıcı avukatları, büyük ücretler vererek tutuyor. Fakirin parası yok, ya hiç avukat tutamıyor, yahut üçüncü sınıf bir avukat tutabiliyor... Eşitlik nerede kaldı?
Bir ülkede zenginlik artsa, zina ve bina çoğalsa, otuz yıl önce beş parası olmayanlar gökdelenler yaptırsa, halkın bir kısmı lüks meskenlerde otursa, lüks otomobillere binse; havaalanları, limanlar, barajlar, köprüler, hızlı trenler, elektronik cihazlar, pahalı restoranlar, israf, sefahat, eğlence çoğalsa, adalet yoksa orası yine batar.
Halkın yüzde ikisini teşkil eden mutlu ve putlu bir azınlık çok kazanıyor, bir kısmı haram ve şüpheli yollardan zengin oluyor, vur patlasın çal oynasın yaşıyor, halk sınıfları arasında gelir ve geçim bakımından uçurumlar var, bir tarafta lüks, israf, sefahat, öbür tarafta açlık, sefalet, darlık, ihtiyaç, zaruret... orada adalet yoktur.
Boşuna söylenmemiş: "Adalet mülkün temelidir" diye. Adalet yoksa, var da krizde ise adalet sarsılmış ise yıkım, çöküş, izmihlal kaçınılmazdır.
(Adalet mülkün temelidir sözü Hazret-i Ali'ye aittir.)
Mehmet Şevket Eygi