- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,657
- Tepkime puanı
- 24,671
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
25 Afgan’ın dünyanın bir ucundan gelen ve ‘özgürlük getirdiğini’ savunan katiller tarafından ‘gelişmiş silah teknolojileri’yle öldürülmesi hele de ‘prens’ olarak anılan bir şahıs tarafından katliamın gerçekleştirilmesi neden konuşulmuyor?
Herhangi bir 'Batılı ülkenin vatandaşı ile Doğulu vatandaşı' arasında Batı’nın gözünde nasıl bir fark olduğunu günümüzün ‘modern köyünde’ tartışmak sıradanlaştırılarak pasifize mi ediliyor? Bu soruya ‘hayır’ cevabı vermek büyük bir saflık olabileceği gibi ‘insanlıktan uzak bir tutum’ olarak da değerlendirilebilir.
Britanya’da krallığın demokrasiyle hüküm sürdüğü politik arenada özgürlükler sadece İngilizlere has bir şekilde mi devam ettiriliyor? Yoksa Kraliyet ailesinin daha mı fazla özgürlüğe ihtiyaç duyması gerektiği savunuluyor? Belki de çirkin eylemlerinin savundukları değerlerden en uzak olanları asla kendi topraklarında konuşulmamalı!
Geçtiğimiz günlerde, ‘Afganistan’da Apaçi helikopterlerle Afgan sivilleri ‘Taliban mensubu olduğu iddiasıyla öldürdüğünü’ kaleme alan İngiltere Prensi Harry’in 25 kişiyi öldürmesinden ve "pişmanlık duymadığı, vicdanen rahatsız olmadığı ile onlar insan değil piyonlardı" sözleri neredeyse Avrupa basınında hiç konuşulmadı.
Batının ödüllere doymayan, insanlık tarihinin kaydını tutan 'usta' gazetecileri dahi 25 Afgan’ı öldüren bir caninin toplum içerisinde yaşamasına, üstelik bir aile kurmasına dönük de herhangi bir eleştiride bulunmayıp ‘insanlık tarihini Batı’ya göre’ yazmayı tercih ederek bir kez daha ‘insanlık dersi’ verdi.
Daha da kötüsü ‘Kraliyet mensubu ve komplo teorisyenlerinin en sevdiği şahıslardan Leydi Diana’nın uşaklığını yapan adamı tanıyamadığını Prens Harry’nin kitabında belirtmesini 25 Afgan’ın öldürülmesinden daha çok konuşan İngiliz basını bir katilin caniliğini gözlerden uzak tutmaya çalıştı.
Vicdanen rahatsızlık duymadığını söyleyen, öldürdüğü insanları satranç tahtasındaki piyonlara benzettiğini ifade eden bir katilin anılarındaki magazin unsurlarının daha çok değer görmesi; Batı toplumunda ve basınında yaşananlar hesaba katıldığında, İngiltere’nin sömürgeci zihniyetinin nasıl bir kaynaktan beslendiğini göstermesi açısından oldukça dikkate değer bir gerçeği açığa çıkarıyor.
Kaynak : Haksöz Haber
Herhangi bir 'Batılı ülkenin vatandaşı ile Doğulu vatandaşı' arasında Batı’nın gözünde nasıl bir fark olduğunu günümüzün ‘modern köyünde’ tartışmak sıradanlaştırılarak pasifize mi ediliyor? Bu soruya ‘hayır’ cevabı vermek büyük bir saflık olabileceği gibi ‘insanlıktan uzak bir tutum’ olarak da değerlendirilebilir.
Britanya’da krallığın demokrasiyle hüküm sürdüğü politik arenada özgürlükler sadece İngilizlere has bir şekilde mi devam ettiriliyor? Yoksa Kraliyet ailesinin daha mı fazla özgürlüğe ihtiyaç duyması gerektiği savunuluyor? Belki de çirkin eylemlerinin savundukları değerlerden en uzak olanları asla kendi topraklarında konuşulmamalı!
Geçtiğimiz günlerde, ‘Afganistan’da Apaçi helikopterlerle Afgan sivilleri ‘Taliban mensubu olduğu iddiasıyla öldürdüğünü’ kaleme alan İngiltere Prensi Harry’in 25 kişiyi öldürmesinden ve "pişmanlık duymadığı, vicdanen rahatsız olmadığı ile onlar insan değil piyonlardı" sözleri neredeyse Avrupa basınında hiç konuşulmadı.
Batının ödüllere doymayan, insanlık tarihinin kaydını tutan 'usta' gazetecileri dahi 25 Afgan’ı öldüren bir caninin toplum içerisinde yaşamasına, üstelik bir aile kurmasına dönük de herhangi bir eleştiride bulunmayıp ‘insanlık tarihini Batı’ya göre’ yazmayı tercih ederek bir kez daha ‘insanlık dersi’ verdi.
Daha da kötüsü ‘Kraliyet mensubu ve komplo teorisyenlerinin en sevdiği şahıslardan Leydi Diana’nın uşaklığını yapan adamı tanıyamadığını Prens Harry’nin kitabında belirtmesini 25 Afgan’ın öldürülmesinden daha çok konuşan İngiliz basını bir katilin caniliğini gözlerden uzak tutmaya çalıştı.
Vicdanen rahatsızlık duymadığını söyleyen, öldürdüğü insanları satranç tahtasındaki piyonlara benzettiğini ifade eden bir katilin anılarındaki magazin unsurlarının daha çok değer görmesi; Batı toplumunda ve basınında yaşananlar hesaba katıldığında, İngiltere’nin sömürgeci zihniyetinin nasıl bir kaynaktan beslendiğini göstermesi açısından oldukça dikkate değer bir gerçeği açığa çıkarıyor.
Kaynak : Haksöz Haber