- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,480
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 41,886
- Puanları
- 113
Bu boyu küçük, yüreği büyük adam, benim hayat öğretmenlerimden biri.
Pandemi döneminde okula gidemediği için birlikte okuma yazma öğrenmeye çalıştık.
Enes beş çocuk annesi olan komşumun oğlu.
Öğretmen değilim ben.Çocuklarım da okulu bitireli çok oldu. Sistem değişti, algılar farklı... Yinede bismillah dedik başladık.
Hayatımın en eğlenceli günlerini yaşadım desem yalan olmaz.
Ikimizde de bir heyecan, bir sevinç anlatamam.
Ama Enes beni hiç üzmedi.
Ateşli olduğu zamanlarda bile derse geldi.
Biraz ders, biraz sohbet derken günler gelip geçti. Enes okumayı öğrendi.
Bende ondan, bozulmayan insan yavrusunun ne kadar saf ve temiz olduğunu, insanın duruşunun kalbinin güzelliğinin yaşam şartlarıyla, çevre koşullarıyla alakası olmadığını öğrendim.
Marulun içine bir gül yerleştirip, kapıma koymuştu bir gün. En alâ çiçekler bu kadar mutlu edemezdi beni...
Birgün Enes e dedim ki ,
-Enes, büyüyünce doktor olsan ne güzel olur. Ben yaşlanınca sana gelirim, beni tedavi edersin dedim.
Başını öne eğdi hüzünlendi.
- Şeyyy dedi
- Önce doktor olsam sana baksam, sen ölünce de jandarma olsam olur mu ? Dedi
Nasıl güldüm, nasıl güldüm, gözümden yaş geldi.
Yok yavrum dedim "sen Jandarma ol benim için bir şey olma"
O günden sonrada hiç bir çocuğa büyüdüğünde ne olacaksın diye sormamaya karar verdim. Çocukta olsa birinin hayaline müdahale etmek korkunç geldi.
Ve ben biliyorum ki Enes dağda çoban olsa dağ güzelleşir. Enes doktor olsa herkes onun hastası olmak ister. Hakîm olsa adaletten şaşmaz kararlarına yüreği müdahale eder. Jandarma olsa asayiş berkemal olur. Öğretmen olsa ışığı herkese yeter.
Yeter ki içindeki o masumiyeti öldürecek insanlar çıkmasın karşısına.
Evet haberler sıkıcı, belirsizlikle dolu geçen günler sıkıcı, toplum olarakta çoğumuz aynı kaygıları yaşıyoruz. Ama şikayet en kolayı.
Elinizi tutan, eli bırakmayın nolur. Menfaat beklentisiyle olmasın ilişkilerimiz çabuk bitiyor çünkü.
Enesler koşsun, büyüsün, öğrensin, yetişsin... Yollarındaki dikenleri temizleyelim biz de...
Şerife Şahin Oktay.
Pandemi döneminde okula gidemediği için birlikte okuma yazma öğrenmeye çalıştık.
Enes beş çocuk annesi olan komşumun oğlu.
Öğretmen değilim ben.Çocuklarım da okulu bitireli çok oldu. Sistem değişti, algılar farklı... Yinede bismillah dedik başladık.
Hayatımın en eğlenceli günlerini yaşadım desem yalan olmaz.
Ikimizde de bir heyecan, bir sevinç anlatamam.
Ama Enes beni hiç üzmedi.
Ateşli olduğu zamanlarda bile derse geldi.
Biraz ders, biraz sohbet derken günler gelip geçti. Enes okumayı öğrendi.
Bende ondan, bozulmayan insan yavrusunun ne kadar saf ve temiz olduğunu, insanın duruşunun kalbinin güzelliğinin yaşam şartlarıyla, çevre koşullarıyla alakası olmadığını öğrendim.
Marulun içine bir gül yerleştirip, kapıma koymuştu bir gün. En alâ çiçekler bu kadar mutlu edemezdi beni...
Birgün Enes e dedim ki ,
-Enes, büyüyünce doktor olsan ne güzel olur. Ben yaşlanınca sana gelirim, beni tedavi edersin dedim.
Başını öne eğdi hüzünlendi.
- Şeyyy dedi
- Önce doktor olsam sana baksam, sen ölünce de jandarma olsam olur mu ? Dedi
Nasıl güldüm, nasıl güldüm, gözümden yaş geldi.
Yok yavrum dedim "sen Jandarma ol benim için bir şey olma"
O günden sonrada hiç bir çocuğa büyüdüğünde ne olacaksın diye sormamaya karar verdim. Çocukta olsa birinin hayaline müdahale etmek korkunç geldi.
Ve ben biliyorum ki Enes dağda çoban olsa dağ güzelleşir. Enes doktor olsa herkes onun hastası olmak ister. Hakîm olsa adaletten şaşmaz kararlarına yüreği müdahale eder. Jandarma olsa asayiş berkemal olur. Öğretmen olsa ışığı herkese yeter.
Yeter ki içindeki o masumiyeti öldürecek insanlar çıkmasın karşısına.
Evet haberler sıkıcı, belirsizlikle dolu geçen günler sıkıcı, toplum olarakta çoğumuz aynı kaygıları yaşıyoruz. Ama şikayet en kolayı.
Elinizi tutan, eli bırakmayın nolur. Menfaat beklentisiyle olmasın ilişkilerimiz çabuk bitiyor çünkü.
Enesler koşsun, büyüsün, öğrensin, yetişsin... Yollarındaki dikenleri temizleyelim biz de...
Şerife Şahin Oktay.